Bu kitap, Amerikan yerli tarihi'nin en olağanüstü ve paha biçilmez belgelerinden birini, yıllarca Meksika'yla Birleşik Devletler arasında Apaçi (Apache) topraklarını savunmak için mekik dokuyan bir "savaş şamanı"nın gerçek vasiyetini içeriyor.
1905 ve 1906 yılları boyunca, efsanevi Apaçi savaşçısı ve saygıdeğer savaş şefi Geronimo, Oklahoma, Lawton'daki okul müdürü S.M. Barrett'a yerli bir çevirmen aracılığıyla hayatını kaydettirdi.
Geronimo bir savaş suçlusu olduğundan Barrett, Başkan Teddy Roosevelt'e varıncaya dek, her makama yazarak "Sürgündeki Kızılderili"nin sözlerini kaydetmek için izin istedi. Geronimo her söyleşiye tam olarak ne anlatmak istediğini bilerek geldi ve anlatmaya Apaçilerin (Apacheler) yeryüzüne geliş hikayeleriyle başladı. İlk söyleşinin sonuna gelip, Barrett bir soru sorduğunda aldığı tek yanıt, "Ne söylediysem onu yaz"dı. Geronimo'nun anlatısı, S.M. Barrett'in özgün yorumunun yanında, Frederick Turner'ın o döneme ilişkin bilgiler içeren girişiyle yeni bir tarihsel perspektife oturtulmuş. Tüm bunlar tarihe malolmuş bir adamın ve halkının inançlarını, adetlerini ve yaşam tarzına bakışı güçlendirmekte, yeni değerler katmaktadır.
Bu kitap, Amerikan yerli tarihi'nin en olağanüstü ve paha biçilmez belgelerinden birini, yıllarca Meksika'yla Birleşik Devletler arasında Apaçi (Apache) topraklarını savunmak için mekik dokuyan bir "savaş şamanı"nın gerçek vasiyetini içeriyor.
1905 ve 1906 yılları boyunca, efsanevi Apaçi savaşçısı ve saygıdeğer savaş şefi Geronimo, Oklahoma, Lawton'daki okul müdürü S.M. Barrett'a yerli bir çevirmen aracılığıyla hayatını kaydettirdi.
Geronimo bir savaş suçlusu olduğundan Barrett, Başkan Teddy Roosevelt'e varıncaya dek, her makama yazarak "Sürgündeki Kızılderili"nin sözlerini kaydetmek için izin istedi. Geronimo her söyleşiye tam olarak ne anlatmak istediğini bilerek geldi ve anlatmaya Apaçilerin (Apacheler) yeryüzüne geliş hikayeleriyle başladı. İlk söyleşinin sonuna gelip, Barrett bir soru sorduğunda aldığı tek yanıt, "Ne söylediysem onu yaz"dı. Geronimo'nun anlatısı, S.M. Barrett'in özgün yorumunun yanında, Frederick Turner'ın o döneme ilişkin bilgiler içeren girişiyle yeni bir tarihsel perspektife oturtulmuş. Tüm bunlar tarihe malolmuş bir adamın ve halkının inançlarını, adetlerini ve yaşam tarzına bakışı güçlendirmekte, yeni değerler katmaktadır.