Fırtınaların saati, aynı zamanda şiirin de saatidir."
-John Berger-
Gezi direnişi üzerine çok şeyler yazıldı ve yazılmaya devam ediliyor. Onun yaratmış olduğu toplumsal başkaldırı sadece bugüne ait değil; yarınlara da ayna tutacak bir nitelik taşıyor. O halde sanatın ve edebiyatın her türü, Gezi'yi kayıt altına almalıydı; aldı, alacak da…
Gezi üzerine yazılan birçok şiir, edebiyat-sanat dergilerinde ve sosyal medyada yer aldı. Ancak bu şiirlerin birçoğunu bir araya getirmek, bir kitap (antoloji) altında toplamak gerekiyordu. Bu konuda duvar yazıları ve diğer edebi çalışmalar kitaplara dönüşmüş, ama şiirler; dergi, sosyal medya ya da bazı şairlerimizin (henüz yeni çıkmakta olan) kitaplarının sayfalarında yer almıştı. Tam da bu noktada; "Söyle İsyan İçinde Türkümüzü" adını taşıyan elinizdeki bu çalışma, işte bu düşünceyle kotarılmıştır. Bu konuda, değerli yazarlarımızdan Hasan Erkek'in "Gezi Eylemlerinin Edebi Niteliği" başlıklı yazısından önemli bir bölümü almadan geçmeyelim:
"(…) Her şeyden önce, Gezi Parkı eylemleri de bütün sahici edebiyat eserleri gibi hayatın tam içinden doğdu. Yazarların kalemlerini harekete geçiren şey ne ise, o eylemleri başlatanların itici gücü de oydu. Sait Faik'in, 'yazmasaydım çıldıracaktım' derken sözünü ettiği şey, söz konusu eylemleri başlatan ve sürdürenler için de geçerli olsa gerek.
Sahici edebiyat eserlerinde, bir kendiliğinden söz konusudur. Bu bakımdan belki bütün edebiyat eserlerinin temelinde lirik şiir vardır." (Rosetta World Literatura, sayı: 03). Antolojide yer alan değerli şairlerimize ne kadar teşekkür etsek az kalır. Sadece şiirlerini bizimle paylaşmadılar; moral değerlerimizi de beslediler. Antolojiye davet ettiğimiz bazı şair dostlarımız, Gezi'nin anlamını ve kendilerinde yarattığı derin izleri şiire dökmenin kolay olmadığını, ellerindeki taslak çalışmaların ise hem şiir sanatına hem de Gezi'nin anlamına haksızlık olabileceğini dile getirdiler. İnceliklerinden dolayı onlara da teşekkür etmeyi bir borç olarak görüyoruz. Çalışmamızı beğeneceğiniz umuduyla; 21 Mart Dünya Şiir Günü'nüzü şimdiden kutluyor, sözü şairlerimize bırakıyoruz.
-İsmail Biçer - Volkan Hacıoğlu-
Fırtınaların saati, aynı zamanda şiirin de saatidir."
-John Berger-
Gezi direnişi üzerine çok şeyler yazıldı ve yazılmaya devam ediliyor. Onun yaratmış olduğu toplumsal başkaldırı sadece bugüne ait değil; yarınlara da ayna tutacak bir nitelik taşıyor. O halde sanatın ve edebiyatın her türü, Gezi'yi kayıt altına almalıydı; aldı, alacak da…
Gezi üzerine yazılan birçok şiir, edebiyat-sanat dergilerinde ve sosyal medyada yer aldı. Ancak bu şiirlerin birçoğunu bir araya getirmek, bir kitap (antoloji) altında toplamak gerekiyordu. Bu konuda duvar yazıları ve diğer edebi çalışmalar kitaplara dönüşmüş, ama şiirler; dergi, sosyal medya ya da bazı şairlerimizin (henüz yeni çıkmakta olan) kitaplarının sayfalarında yer almıştı. Tam da bu noktada; "Söyle İsyan İçinde Türkümüzü" adını taşıyan elinizdeki bu çalışma, işte bu düşünceyle kotarılmıştır. Bu konuda, değerli yazarlarımızdan Hasan Erkek'in "Gezi Eylemlerinin Edebi Niteliği" başlıklı yazısından önemli bir bölümü almadan geçmeyelim:
"(…) Her şeyden önce, Gezi Parkı eylemleri de bütün sahici edebiyat eserleri gibi hayatın tam içinden doğdu. Yazarların kalemlerini harekete geçiren şey ne ise, o eylemleri başlatanların itici gücü de oydu. Sait Faik'in, 'yazmasaydım çıldıracaktım' derken sözünü ettiği şey, söz konusu eylemleri başlatan ve sürdürenler için de geçerli olsa gerek.
Sahici edebiyat eserlerinde, bir kendiliğinden söz konusudur. Bu bakımdan belki bütün edebiyat eserlerinin temelinde lirik şiir vardır." (Rosetta World Literatura, sayı: 03). Antolojide yer alan değerli şairlerimize ne kadar teşekkür etsek az kalır. Sadece şiirlerini bizimle paylaşmadılar; moral değerlerimizi de beslediler. Antolojiye davet ettiğimiz bazı şair dostlarımız, Gezi'nin anlamını ve kendilerinde yarattığı derin izleri şiire dökmenin kolay olmadığını, ellerindeki taslak çalışmaların ise hem şiir sanatına hem de Gezi'nin anlamına haksızlık olabileceğini dile getirdiler. İnceliklerinden dolayı onlara da teşekkür etmeyi bir borç olarak görüyoruz. Çalışmamızı beğeneceğiniz umuduyla; 21 Mart Dünya Şiir Günü'nüzü şimdiden kutluyor, sözü şairlerimize bırakıyoruz.
-İsmail Biçer - Volkan Hacıoğlu-