27 Nisan [1]948
Hava kapalı ve hafif yağmurlu… Cumhuriyet meydanında [Demokrat Parti genel başkanı] Celâl Bayar ve arkadaşları, bundan dolayı nutuk veremediler. Konferans salonunda verdiler. Bayar, yanında bir mebus ile Bulancak'a da gitmişlerdir. [Demokrat Parti milletvekili] Adnan Menderes gitmemiş... Akşama buraya döneceklermiş… Konferans salonuna ben de gittim. Yer yoktu döndüm. Bugün bizim Ahmet Özcan, askerlik kıt'asına döndü. Hadımköy'e gidecektir. Deniz de bozuk… Vapur Bulancak'a uğramadığından, Ahmet Özcan, gece buraya geldi ve doğru postaya binerek gitti.
Jön Türk, İttihatçı, Kuvayı Milliyeci ve Kemalist; her daim halkçı bir Giresunlu: Osman Topallı.
29 yaşından 69 yaşına kadar tuttuğu bu günlükler bir imparatorluğun dağılmasına, kurtuluş mücadelesine, cumhuriyetin kurulmasına ve yeni kurumlarla halkın modernleştirilme (!) çabalarına, tek parti döneminden çok partili siyasal hayata geçişin sancılarına ve nihayet askeri müdaheleye birinci elden tanıklık etmektedir. Eski-yeni; muhafazakâr-modern, merkez-periferi geriliminin günlük hayata nasıl sızdığının akademik tarih kitaplarında göremeyeceğiniz bir örneği. Hareketin asla kitaplarda anlatıldığı gibi hep dosdoğru ileri olmadığını, bazen geriye döndüğünü, bazen kendi etrafında daireler çizdiğini göreceksiniz. Keşke daha çok günlük tutulsaydı diyeceksiniz.
27 Nisan [1]948
Hava kapalı ve hafif yağmurlu… Cumhuriyet meydanında [Demokrat Parti genel başkanı] Celâl Bayar ve arkadaşları, bundan dolayı nutuk veremediler. Konferans salonunda verdiler. Bayar, yanında bir mebus ile Bulancak'a da gitmişlerdir. [Demokrat Parti milletvekili] Adnan Menderes gitmemiş... Akşama buraya döneceklermiş… Konferans salonuna ben de gittim. Yer yoktu döndüm. Bugün bizim Ahmet Özcan, askerlik kıt'asına döndü. Hadımköy'e gidecektir. Deniz de bozuk… Vapur Bulancak'a uğramadığından, Ahmet Özcan, gece buraya geldi ve doğru postaya binerek gitti.
Jön Türk, İttihatçı, Kuvayı Milliyeci ve Kemalist; her daim halkçı bir Giresunlu: Osman Topallı.
29 yaşından 69 yaşına kadar tuttuğu bu günlükler bir imparatorluğun dağılmasına, kurtuluş mücadelesine, cumhuriyetin kurulmasına ve yeni kurumlarla halkın modernleştirilme (!) çabalarına, tek parti döneminden çok partili siyasal hayata geçişin sancılarına ve nihayet askeri müdaheleye birinci elden tanıklık etmektedir. Eski-yeni; muhafazakâr-modern, merkez-periferi geriliminin günlük hayata nasıl sızdığının akademik tarih kitaplarında göremeyeceğiniz bir örneği. Hareketin asla kitaplarda anlatıldığı gibi hep dosdoğru ileri olmadığını, bazen geriye döndüğünü, bazen kendi etrafında daireler çizdiğini göreceksiniz. Keşke daha çok günlük tutulsaydı diyeceksiniz.