Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve küreselleşmenin etkisiyle dünya genelindeki koşullar değişmiş ve küresel bir bilgi ekonomisi ortaya çıkmıştır. Dünya ekonomisinde yaşanan bu değişimler ve oluşan fırsatlar yeni bir girişimsel toplum yaratarak, ekonomideki en küçük aktör olan girişimcinin gücünü arttırmış ve küresel ekonominin oluşumunda girişimcinin en önemli aktör konumuna gelmesini sağlamıştır. Tarihin ilk çağlarından beri yeni iş imkanları yaratmak, keşfetmek veya tanımlamak ve bu imkanları ekonomik kazanç için yeni girişimlerde kullanmak insan yaşamında daima önemli olmuştur. Bu anlamda fırsatlar, girişimcilik alanında sınır ve değişim koşullarını tanımlayan temel kavramlardan biridir. Çünkü bir fırsat olmadan girişimcilik olamaz. Potansiyel bir girişimci son derece yaratıcı ve çalışkan olabilir, fakat hedeflenen bir fırsat olmadan bu karakteristiklerle, girişimsel aktiviteler meydana gelemez. Dolayısıyla fırsatların doğasını açık bir şekilde anlamaksızın, girişimciliği geliştirmeye yönelik akılcı politika ve uygulamalar bulmak mümkün değildir. Bu nedenle girişimsel bir fırsatın nasıl anlaşıldığı ve nereden geldiğini bilmek oldukça önem arz etmektedir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve küreselleşmenin etkisiyle dünya genelindeki koşullar değişmiş ve küresel bir bilgi ekonomisi ortaya çıkmıştır. Dünya ekonomisinde yaşanan bu değişimler ve oluşan fırsatlar yeni bir girişimsel toplum yaratarak, ekonomideki en küçük aktör olan girişimcinin gücünü arttırmış ve küresel ekonominin oluşumunda girişimcinin en önemli aktör konumuna gelmesini sağlamıştır. Tarihin ilk çağlarından beri yeni iş imkanları yaratmak, keşfetmek veya tanımlamak ve bu imkanları ekonomik kazanç için yeni girişimlerde kullanmak insan yaşamında daima önemli olmuştur. Bu anlamda fırsatlar, girişimcilik alanında sınır ve değişim koşullarını tanımlayan temel kavramlardan biridir. Çünkü bir fırsat olmadan girişimcilik olamaz. Potansiyel bir girişimci son derece yaratıcı ve çalışkan olabilir, fakat hedeflenen bir fırsat olmadan bu karakteristiklerle, girişimsel aktiviteler meydana gelemez. Dolayısıyla fırsatların doğasını açık bir şekilde anlamaksızın, girişimciliği geliştirmeye yönelik akılcı politika ve uygulamalar bulmak mümkün değildir. Bu nedenle girişimsel bir fırsatın nasıl anlaşıldığı ve nereden geldiğini bilmek oldukça önem arz etmektedir.