Dede Korkut Kitabı çeşitli yönleriyle incelenmiş müşterek dil yâdigârlarımızdandır Azerbaycan'dan da Hamit Araslı ülkemizde Muharrem Ergin ve Orhan Şaik Gökyay gibi ilk planda akla gelen bazı araştırıcılar Dede Korkut Kitabı'nı, okuma problemleri başta olmak üzere çeşitli yönleriyle incelemeye çalışmışlardır. Bu araştırmalarda Dede Korkut genellikle tarihî bir döneme ait yazılı bir eser olarak değerlendirilmiştir. Elimizdeki bu eser ise Dede Korkut Kitabı'nı sözlü dönemden yazıya mitolojiden edebiyata geçiş aşamasında bir ürün olarak değerlendirmekte ve esere mitolojik bir yaklaşım tarzını denemektedir. Dede Korkut'a bir yönüyle destan yani şifahî edebiyat; diğer taraftan yazılı edebiyat ürünü olarak bakan bu çalışma, Dede Korkut çalışmaları içinde yeni ve farklı bir yaklaşım getirdiği için önemlidir. Gerek muhteva gerek tipler, gerekse dil ve üslup özellikleri bakımından Dede Korkut'u geçiş eseri olarak niteleyen Kemal Abdullah mitolojik ekolün yanı sıra psikoanalitik tahlillerden de istifade etmiştir. Daha doğrusu mitolojide karşımıza çıkan düalizm perspektifi Dede Korkut Kitabı'na teşmil edilmekte, söz-yazı, ilkellik-medenîlik, cehalet-bilgi, kaos-kozmos vs. gibi çeşitli zıtlık ve mücadele temel esasında mukayeseler yapılmaktadır. Bu tarz, batıda sıkça örneklerini gördüğümüz bir inceleme metodudur ve özellikle Yunan destanlarının incelenmesinde karşımıza çıkmaktadır. Zaten bu eserde de Kemal Abdullah, sıkça Dede Korkut boylarını Yunan mitolojisiyle mukayeseye gitmektedir.
Dede Korkut Kitabı çeşitli yönleriyle incelenmiş müşterek dil yâdigârlarımızdandır Azerbaycan'dan da Hamit Araslı ülkemizde Muharrem Ergin ve Orhan Şaik Gökyay gibi ilk planda akla gelen bazı araştırıcılar Dede Korkut Kitabı'nı, okuma problemleri başta olmak üzere çeşitli yönleriyle incelemeye çalışmışlardır. Bu araştırmalarda Dede Korkut genellikle tarihî bir döneme ait yazılı bir eser olarak değerlendirilmiştir. Elimizdeki bu eser ise Dede Korkut Kitabı'nı sözlü dönemden yazıya mitolojiden edebiyata geçiş aşamasında bir ürün olarak değerlendirmekte ve esere mitolojik bir yaklaşım tarzını denemektedir. Dede Korkut'a bir yönüyle destan yani şifahî edebiyat; diğer taraftan yazılı edebiyat ürünü olarak bakan bu çalışma, Dede Korkut çalışmaları içinde yeni ve farklı bir yaklaşım getirdiği için önemlidir. Gerek muhteva gerek tipler, gerekse dil ve üslup özellikleri bakımından Dede Korkut'u geçiş eseri olarak niteleyen Kemal Abdullah mitolojik ekolün yanı sıra psikoanalitik tahlillerden de istifade etmiştir. Daha doğrusu mitolojide karşımıza çıkan düalizm perspektifi Dede Korkut Kitabı'na teşmil edilmekte, söz-yazı, ilkellik-medenîlik, cehalet-bilgi, kaos-kozmos vs. gibi çeşitli zıtlık ve mücadele temel esasında mukayeseler yapılmaktadır. Bu tarz, batıda sıkça örneklerini gördüğümüz bir inceleme metodudur ve özellikle Yunan destanlarının incelenmesinde karşımıza çıkmaktadır. Zaten bu eserde de Kemal Abdullah, sıkça Dede Korkut boylarını Yunan mitolojisiyle mukayeseye gitmektedir.