Puşkin'in ölümünden kısa bir süre önce kaleme aldığı ve en erken bir yüzyıl sonra yayınlanmasını koşul olarak öne sürdüğü bir günce... Karısıyla, sevgilileriyle, kaçamaklarıyla ilgili tüm ayrıntıları müthiş bir ustalıkla gözler önüne seriyor. İki yüzyıl öncesinin insanına yön veren ve çoğu kez birbirleriyle iç içe geçmiş sevgi, tutku, nefret, kıskançlık, iktidar, kölelik gibi kavramları ve kadınlık durumunu gözler önüne seriyor. "Günlüğü, bugün yaşayan hiç kimseye göstermeye cesaret edemiyorum. İnsanın en iyi arkadaşı dahi çırılçıplak bir ruhu kabullenemez. Benim bile, kendi yazdığımı tekrar okuyacak cesaretim yok: Kendi uçurumlarımdan doğan korkum çok güçlü. Şeytan diyor ki her şeyi ateşe at!"
Puşkin'in ölümünden kısa bir süre önce kaleme aldığı ve en erken bir yüzyıl sonra yayınlanmasını koşul olarak öne sürdüğü bir günce... Karısıyla, sevgilileriyle, kaçamaklarıyla ilgili tüm ayrıntıları müthiş bir ustalıkla gözler önüne seriyor. İki yüzyıl öncesinin insanına yön veren ve çoğu kez birbirleriyle iç içe geçmiş sevgi, tutku, nefret, kıskançlık, iktidar, kölelik gibi kavramları ve kadınlık durumunu gözler önüne seriyor. "Günlüğü, bugün yaşayan hiç kimseye göstermeye cesaret edemiyorum. İnsanın en iyi arkadaşı dahi çırılçıplak bir ruhu kabullenemez. Benim bile, kendi yazdığımı tekrar okuyacak cesaretim yok: Kendi uçurumlarımdan doğan korkum çok güçlü. Şeytan diyor ki her şeyi ateşe at!"