"Perşembe günleri kasabada pazar kurulur, bu insanlar da alacaklarını almak, satacaklarını satmak için gelirlerdi...Suskun insanlardı bunlar. Bütün gün sekiz on kelime ya söylerler ya söylemezlerdi. Alacak oldukları şeyler gramla tartılırdı: iki yüz gram toz şeker, elli gram kahve..Ve çocuklarına götürmek için yüz gram helva! Onlar hala dirhem derlerdi, okka derlerdi, arşın derlerdi. Ve belki de, içlerinden, okkanın da arşının da hayrı kalmadı diye geçirirlerdi." Çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği Anadolu insanını ev düzeninden, sokağına, misafir ağırlama biçiminden eğlencesine velhasıl gündelik hayatın en küçük unsurundan doğa ve çevresiyle ilişkilerine kadar canlı ve içten anlatımıyla okuyucusuna aktaran usta bir yazarın gözüyle Anadolu'ya bakmak... Uzakta ama bir o kadar bize yakın Anadolu'dan sesler, görüntüler, kokular eşliğinde....
"Perşembe günleri kasabada pazar kurulur, bu insanlar da alacaklarını almak, satacaklarını satmak için gelirlerdi...Suskun insanlardı bunlar. Bütün gün sekiz on kelime ya söylerler ya söylemezlerdi. Alacak oldukları şeyler gramla tartılırdı: iki yüz gram toz şeker, elli gram kahve..Ve çocuklarına götürmek için yüz gram helva! Onlar hala dirhem derlerdi, okka derlerdi, arşın derlerdi. Ve belki de, içlerinden, okkanın da arşının da hayrı kalmadı diye geçirirlerdi." Çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği Anadolu insanını ev düzeninden, sokağına, misafir ağırlama biçiminden eğlencesine velhasıl gündelik hayatın en küçük unsurundan doğa ve çevresiyle ilişkilerine kadar canlı ve içten anlatımıyla okuyucusuna aktaran usta bir yazarın gözüyle Anadolu'ya bakmak... Uzakta ama bir o kadar bize yakın Anadolu'dan sesler, görüntüler, kokular eşliğinde....