Avazını sal dünyaya,
Senin de, nidan bulunsun.
Mavi gök kubbe altında,
Rüzgarda bir türkün olsun.
Bazen ulaşamamaktır güzellik. Sevginin, sadece duygularda yaşanması, ötesinin olmamasıdır. Gönülde, yar için bir yara açmaktır. Yaşanan duyguların yüreklere kazıdığı bu izi de, gönül yarası diye adlandırmak gerek. Kimimizin, az veya çok büyüsüne kapıldığı; zaman, zaman yanık bir türküde tatlı, tatlı sızlayan gönül yarası
Bana göre, bu yarayı diri tutan; buna sebep olan sevdaların, duygular temizliğinde yaşanmasıdır. Sihrin, yıllar süren sürekliliğini sağlar bu temizlik. Hiçbir etik değeri yıkmadan, gönülde yaşamak o yarayı. Duyguların tadında. Tertemiz, dürüstçe. Hiç kimsenin hukukuna dokunmadan! Apak bir alınla çıkabilmek bu duygu tufanından!
Ağızdan çıkan söz kulağa, yürekten çıkan söz yüreğe gider, derler. Öyle ya! Gönülden çıkmalı söz. Hissedildiği, duyulduğu, yaşandığı gibi Acizane, gönül çeşmesinden akanları yazmaya çalıştım. Yürekte yaşadıklarımı aktarmak istedim.
Sevdaya dair şiirlerimin muhatabı; sevdalanmış, yara almış yüreklerdir. Şahıs olarak birebir muhatabı yoktur. Gönlümde yaşanmış, gönlümde bitmiştir.
Zaman her yarayı sardığı gibi gönül yaralarına da kabuk tutmayı öğretir. Şakaklarımıza yağan karlar; yavaş, yavaş limandan demir alma çağımızın geldiğini, kulağımıza fısıldayıp duruyorlar. Artık bu saatten sonra, gönülde yara falan da kalmamıştır. Kimi zaman bir türkü tadında dostlarıma okuduğum bu satırları, onların beğenilerinden cesaret alarak kitaplaştırmak istedim.
Bin yılda yazılan türküm
Hep dilimdesin.
Acıkınca açtığım bir çıkında
Mendilimdesin.
Sinemde sakladığım
Sırrım-kararım;
Seher vakti semaya
Açılanda avucum,
Sen elimdesin.
Şükür Rabbime!
Bu ne bereket!
Her tarafım sen
İçim dışım sen.
Ben sana boğulurken
Sen kiminlesin?
Avazını sal dünyaya,
Senin de, nidan bulunsun.
Mavi gök kubbe altında,
Rüzgarda bir türkün olsun.
Bazen ulaşamamaktır güzellik. Sevginin, sadece duygularda yaşanması, ötesinin olmamasıdır. Gönülde, yar için bir yara açmaktır. Yaşanan duyguların yüreklere kazıdığı bu izi de, gönül yarası diye adlandırmak gerek. Kimimizin, az veya çok büyüsüne kapıldığı; zaman, zaman yanık bir türküde tatlı, tatlı sızlayan gönül yarası
Bana göre, bu yarayı diri tutan; buna sebep olan sevdaların, duygular temizliğinde yaşanmasıdır. Sihrin, yıllar süren sürekliliğini sağlar bu temizlik. Hiçbir etik değeri yıkmadan, gönülde yaşamak o yarayı. Duyguların tadında. Tertemiz, dürüstçe. Hiç kimsenin hukukuna dokunmadan! Apak bir alınla çıkabilmek bu duygu tufanından!
Ağızdan çıkan söz kulağa, yürekten çıkan söz yüreğe gider, derler. Öyle ya! Gönülden çıkmalı söz. Hissedildiği, duyulduğu, yaşandığı gibi Acizane, gönül çeşmesinden akanları yazmaya çalıştım. Yürekte yaşadıklarımı aktarmak istedim.
Sevdaya dair şiirlerimin muhatabı; sevdalanmış, yara almış yüreklerdir. Şahıs olarak birebir muhatabı yoktur. Gönlümde yaşanmış, gönlümde bitmiştir.
Zaman her yarayı sardığı gibi gönül yaralarına da kabuk tutmayı öğretir. Şakaklarımıza yağan karlar; yavaş, yavaş limandan demir alma çağımızın geldiğini, kulağımıza fısıldayıp duruyorlar. Artık bu saatten sonra, gönülde yara falan da kalmamıştır. Kimi zaman bir türkü tadında dostlarıma okuduğum bu satırları, onların beğenilerinden cesaret alarak kitaplaştırmak istedim.
Bin yılda yazılan türküm
Hep dilimdesin.
Acıkınca açtığım bir çıkında
Mendilimdesin.
Sinemde sakladığım
Sırrım-kararım;
Seher vakti semaya
Açılanda avucum,
Sen elimdesin.
Şükür Rabbime!
Bu ne bereket!
Her tarafım sen
İçim dışım sen.
Ben sana boğulurken
Sen kiminlesin?