Bir 25 Mayıs günü defterimin bir sayfasından başladım, ilk öyküyü yazmaya koyuldum. Son ve dokuzuncu öyküyü de yazıp bitirdiğimde tarih 11 Haziran'dı. O güne kadar yazmak isteyip de ertelediğim öyküler böylece kısa bir zamanda yazılmıştı. Tabii bunlar, ilk yazılışları, ham haliydi; trans halinde, coşkuyla yazılmıştı. Sonra bugüne kadar, bu öykülerle boğuşup durdum. İtiraf ediyorum, birçoğunda gözyaşlarımı tutamadım.
Daha önce Şerul'da Beklemek, Orada Yollarda adlı kitaplarını yayınladığımız Hasan Özkılıç, sıradan insanların yaşamını son derece içten ve yalın bir dille anlatıyor. Edebiyatımızın gerçekçi ve insancıl geleneğine bağlanan öyküleriyle Özkılıç bir kez daha okur karşısında. Gönlümün Şirazesi Bozuldu, hem ortaya çıkış serüveni, hem de sinemamızın ilgisini daha yayınlanmadan çekmesi nedeniyle çok ses getireceğe benziyor.
Bir 25 Mayıs günü defterimin bir sayfasından başladım, ilk öyküyü yazmaya koyuldum. Son ve dokuzuncu öyküyü de yazıp bitirdiğimde tarih 11 Haziran'dı. O güne kadar yazmak isteyip de ertelediğim öyküler böylece kısa bir zamanda yazılmıştı. Tabii bunlar, ilk yazılışları, ham haliydi; trans halinde, coşkuyla yazılmıştı. Sonra bugüne kadar, bu öykülerle boğuşup durdum. İtiraf ediyorum, birçoğunda gözyaşlarımı tutamadım.
Daha önce Şerul'da Beklemek, Orada Yollarda adlı kitaplarını yayınladığımız Hasan Özkılıç, sıradan insanların yaşamını son derece içten ve yalın bir dille anlatıyor. Edebiyatımızın gerçekçi ve insancıl geleneğine bağlanan öyküleriyle Özkılıç bir kez daha okur karşısında. Gönlümün Şirazesi Bozuldu, hem ortaya çıkış serüveni, hem de sinemamızın ilgisini daha yayınlanmadan çekmesi nedeniyle çok ses getireceğe benziyor.