Gönül ve gönüllülüğe dayanmayan hiç bir hareket kalıcı ve verimli değildir. Tarihin en büyük inkılabını gerçekleştiren İslam, öncelikle gönül hareketi olduğu için bir rahmet ve bereket kaynağı olarak devam etmektedir. Özellikle günümüzde materyalizmin ve vahşi kapitalizmin taşlaştırdığı kalpler, doymak bilmeyen ihtiraslarla adeta savaşa dönüşen acımasız, anlamsız ve gayesiz bir hayatın anlam kazanması, sevgi, dostluk ve merhamet ikliminin tekrar hakim olması ancak bir gönül seferberliği ile mümkündür. Medeniyetin, “mâdeniyet” ve “bedeniyet”ten insaniyete dönüşmesi gerekiyor. Gönül devrimi eşyadan önce kendimizi tanıma, âlemlerin Rabbine kul olarak âlemleri kucaklama devrimidir.
Gönül ve gönüllülüğe dayanmayan hiç bir hareket kalıcı ve verimli değildir. Tarihin en büyük inkılabını gerçekleştiren İslam, öncelikle gönül hareketi olduğu için bir rahmet ve bereket kaynağı olarak devam etmektedir. Özellikle günümüzde materyalizmin ve vahşi kapitalizmin taşlaştırdığı kalpler, doymak bilmeyen ihtiraslarla adeta savaşa dönüşen acımasız, anlamsız ve gayesiz bir hayatın anlam kazanması, sevgi, dostluk ve merhamet ikliminin tekrar hakim olması ancak bir gönül seferberliği ile mümkündür. Medeniyetin, “mâdeniyet” ve “bedeniyet”ten insaniyete dönüşmesi gerekiyor. Gönül devrimi eşyadan önce kendimizi tanıma, âlemlerin Rabbine kul olarak âlemleri kucaklama devrimidir.