- Keçi, karnın doydu mu?
Keçi:
- Yedim, içtim karnım tok. Tek yaprak yiyesim yok. Me... Me... Me...
Oğlan:
- Öyleyse haydi eve, demiş. Keçiyi ipinden tutmuş, eve getirip ahıra bağlamış.
Yaşlı terzi sormuş:
- E, keçi iyice karnını doyurdu mu bari?
Oğlu:
- Elbette, demiş. Yedi, içti karnı tok... Tek yaprak yiyesi yok!
Ama babası, bu söze iyice aklı yatsın diye ahıra gitmiş, sevimli hayvanı okşamış:
- Keçi, demiş, sahiden karnın doydu mu?
Keçi:
- Atladım bütün gün sade dağ, dere. Tok olur mu insan böyle boş yere?
Ağzıma koymadım tek yaprak bile…
- Keçi, karnın doydu mu?
Keçi:
- Yedim, içtim karnım tok. Tek yaprak yiyesim yok. Me... Me... Me...
Oğlan:
- Öyleyse haydi eve, demiş. Keçiyi ipinden tutmuş, eve getirip ahıra bağlamış.
Yaşlı terzi sormuş:
- E, keçi iyice karnını doyurdu mu bari?
Oğlu:
- Elbette, demiş. Yedi, içti karnı tok... Tek yaprak yiyesi yok!
Ama babası, bu söze iyice aklı yatsın diye ahıra gitmiş, sevimli hayvanı okşamış:
- Keçi, demiş, sahiden karnın doydu mu?
Keçi:
- Atladım bütün gün sade dağ, dere. Tok olur mu insan böyle boş yere?
Ağzıma koymadım tek yaprak bile…