Oğlum henüz beş yaşındayken tanıştık Gül Evi'yle.
Her yaz aynı sahildeki, aynı pansiyona gelir, on beş gün kalırdık.
Ergun, daha valizlerimizi açmadan:
Hadi anne, Gül Evi'ne gidelim, diye tutturur, iki ayağımı bir pabuca sokardı.
Bu eve o adı oğlum takmıştı. 'Cuk' diye de oturuvermişti. Şaşılacak şey, adın eve bu kadar yakışması... Bahçenin güllerle bezenmiş olmasıyetmezmiş gibi bahçe duvarları, kapı girişindeki kameriye, hatta evin duvarları bile güllerle sarılmıştı
Oğlum henüz beş yaşındayken tanıştık Gül Evi'yle.
Her yaz aynı sahildeki, aynı pansiyona gelir, on beş gün kalırdık.
Ergun, daha valizlerimizi açmadan:
Hadi anne, Gül Evi'ne gidelim, diye tutturur, iki ayağımı bir pabuca sokardı.
Bu eve o adı oğlum takmıştı. 'Cuk' diye de oturuvermişti. Şaşılacak şey, adın eve bu kadar yakışması... Bahçenin güllerle bezenmiş olmasıyetmezmiş gibi bahçe duvarları, kapı girişindeki kameriye, hatta evin duvarları bile güllerle sarılmıştı