İnsanın bir tarafı eksik olmaya görsün! Vicdansız dünyanın verdiği ehliyet, sizi bir noktaya kadar götürüyor. İster istemez ehliyetinizin geçersiz olduğu noktada, yetersizlik, ümitsizlik çarkı sizi dişleri arasında ezmeye başlıyor.
Eziyor… Eziyor… Bu durumdan terbiye alarak çıksın diye beklenen ruh, gelişip büyüyor, kınına sığmaz oluyor. İşte o an! Bedeniniz ruhunuza dar geliyor ve içinizdeki sessiz çığlık, boşluktaki yankısıyla da buluşunca... Yanardağ gibi bir anda patlıyor, lavları, çağlayan olup akıyor, akıyor… Hem de önüne gelen engelleri de yok ederek.
“Deh” dedi atlara, “Aslanlarım deh” soğuktan eli kütük gibi olmuştu, ne atın koşumunu sallayabiliyordu ne de kamçı tutabiliyordu. Kulaklarında sadece rüzgârın acı acı uğultusu, yüreğinde ise dondurucu soğuğa rağmen sevdiğini kaybetme korkusu …
1940'lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve kültürel durumunu yansıtan, gerçek yaşam öyküsü. Bir kadının hayata tutunma ve çocuklarını devletine yararlı insan olarak yetiştirme çabası anlatılmaktadır.
Roman, okuyucuya “kaplan gözünden ceylan” gördürecek kadar haz verecek, zevkle okunacaktır.
Yazar romanda edebi ve akıcı bir dil kullanmış. Zaman zaman da mesleğini hissettirmiş, olaylar içinde okuyucunun kişisel gelişimine yönelik repliklere de yer vermiştir.
İnsanın bir tarafı eksik olmaya görsün! Vicdansız dünyanın verdiği ehliyet, sizi bir noktaya kadar götürüyor. İster istemez ehliyetinizin geçersiz olduğu noktada, yetersizlik, ümitsizlik çarkı sizi dişleri arasında ezmeye başlıyor.
Eziyor… Eziyor… Bu durumdan terbiye alarak çıksın diye beklenen ruh, gelişip büyüyor, kınına sığmaz oluyor. İşte o an! Bedeniniz ruhunuza dar geliyor ve içinizdeki sessiz çığlık, boşluktaki yankısıyla da buluşunca... Yanardağ gibi bir anda patlıyor, lavları, çağlayan olup akıyor, akıyor… Hem de önüne gelen engelleri de yok ederek.
“Deh” dedi atlara, “Aslanlarım deh” soğuktan eli kütük gibi olmuştu, ne atın koşumunu sallayabiliyordu ne de kamçı tutabiliyordu. Kulaklarında sadece rüzgârın acı acı uğultusu, yüreğinde ise dondurucu soğuğa rağmen sevdiğini kaybetme korkusu …
1940'lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve kültürel durumunu yansıtan, gerçek yaşam öyküsü. Bir kadının hayata tutunma ve çocuklarını devletine yararlı insan olarak yetiştirme çabası anlatılmaktadır.
Roman, okuyucuya “kaplan gözünden ceylan” gördürecek kadar haz verecek, zevkle okunacaktır.
Yazar romanda edebi ve akıcı bir dil kullanmış. Zaman zaman da mesleğini hissettirmiş, olaylar içinde okuyucunun kişisel gelişimine yönelik repliklere de yer vermiştir.