Gün Sevincin Kavşağında deneysel öykülerden oluşuyor.
Yaşam kavşağı, zaman kavşağı ve dil kavşağında buluşan her bir öykü anlatıcısının da anlatıları kurma bakışını/serüvenini içeriyor.
Feridun Andaç bu kez öyküde yaşananla anlatılan, düşlenenle kurgulananın oluşma seyrini dış-iç anlatılarla yansıtıyor. Kurgusal gerçeklikle yaşamsal gerçekliklerin buluşma, dönüşme durumlarında var olabilen öykülerini de birer deneysel anlatı olarak nitelendiren Andaç, okuru insan ruhunun yolculuklarına çıkarıyor.
Yaşanan zamanla yazılan zamanın labirent anlatıya dönüşmesinin deneysel metinleri olarak da okunabilir.
“Yazmaya başlarken bir söz, bir kavram ya da bir imgeden yola çıkıyorum. Sonra, hayata dair birçok şey gelip buluyor beni.
Yazının önünü yazı açıyor. Bir önce söylediğin söz, kurduğun cümle sonrasını getiriyor. İlk söz önemlidir bunun için.”
-Feridun Andaç
Gün Sevincin Kavşağında deneysel öykülerden oluşuyor.
Yaşam kavşağı, zaman kavşağı ve dil kavşağında buluşan her bir öykü anlatıcısının da anlatıları kurma bakışını/serüvenini içeriyor.
Feridun Andaç bu kez öyküde yaşananla anlatılan, düşlenenle kurgulananın oluşma seyrini dış-iç anlatılarla yansıtıyor. Kurgusal gerçeklikle yaşamsal gerçekliklerin buluşma, dönüşme durumlarında var olabilen öykülerini de birer deneysel anlatı olarak nitelendiren Andaç, okuru insan ruhunun yolculuklarına çıkarıyor.
Yaşanan zamanla yazılan zamanın labirent anlatıya dönüşmesinin deneysel metinleri olarak da okunabilir.
“Yazmaya başlarken bir söz, bir kavram ya da bir imgeden yola çıkıyorum. Sonra, hayata dair birçok şey gelip buluyor beni.
Yazının önünü yazı açıyor. Bir önce söylediğin söz, kurduğun cümle sonrasını getiriyor. İlk söz önemlidir bunun için.”
-Feridun Andaç