“evren şiir, şiir her yerde…” Şiir, şairin içindeki dürtüyü sesin, dilin donanımları, olanak ve ayrıcalıklarıyla bir başkasına, yani insana yansıtma sanatıdır diye düşünenlere saygı duyarım. Ozan, dünyadan, evrenden, doğadan, yaşamdan, insanlıktan neyi algıladığını şiir yoluyla anlatandır diyene saygı duyarım. Zamanın, koşulların, yaşananların, durumların, olayların sözcüsü, tanığı olma hakkını da kendinde görendir düşüncesinde olan da saygındır. Şiirin çekim alanına giren, kolay kolay kurtaramaz kendini. Şiir çoğaltır, özgürleştirir. Muhalif olmanın, başkaldırının, aydınlanma savaşımının, insanca yaşamanın, barışın, sevginin de adresidir şiir. Ferzan Sarpkaya için de şiir tutkudur, yaşama sevincidir, günler içindeki uzun yürüyüşlerdir. Evreni, şiir gibi düşünen, şairin evrensel duyarlığının her yerde olduğuna inanan bir kişilik sergiler. Onun için de “evren şiir, şiir her yerde…”dir onun için İncitilmeye, boyun eğmeye, sömürülmeye, tepkisiz kalmaya, yalana, kadına karşı şiddete dik durmanın, direnmenin işlevselliğine inanır. Ozanın sözlüğünün, tüm bu olumsuzluklara karşı bir savaşma gücü göstereceğinin bilincindedir. Sarpkaya, umudu eksiltmez içinde. Bir çocuk duyarlığıyla sarılır umudun ipine. “Sen, ben olursak / bu acıları yaşatanlar / gözyaşına boğanlar / insanı uzağa düşürenlere inat… / gözlerimizin açıldığı / güneşin katıksız doğduğu / aydınlık sabah umudum / barışla yayılırsak toprağa” dizelerinde vurguladığı gibi, umut yorgunluğuna kaptırır kendini. İnsanca yaşamanın sevincini duyumsar. Yürek gözü ile bakabilmeyi, yaşamın gizi olarak algılar. Ferzan Sarpkaya “Ben Gibi Konçerto” adlı ilk şiir kitabının acemiliğini, “Gün Vurgunları”yla aşmaya çaba gösteriyor. Şiirini, sınava hazırlanan öğrencinin heyecanı ve telaşı içinde olduğunu, açığını kapatmaya özen gösterdiğini duyumsatıyor bana. Gönlüm, Ferzan Sarpkaya'nın sorumluluk, duyarlılık, kararlılık içinde, şiirini daha ötelere taşımasından yana. Yolu açık olsun.
- Oğuz TÜMBAŞ
“evren şiir, şiir her yerde…” Şiir, şairin içindeki dürtüyü sesin, dilin donanımları, olanak ve ayrıcalıklarıyla bir başkasına, yani insana yansıtma sanatıdır diye düşünenlere saygı duyarım. Ozan, dünyadan, evrenden, doğadan, yaşamdan, insanlıktan neyi algıladığını şiir yoluyla anlatandır diyene saygı duyarım. Zamanın, koşulların, yaşananların, durumların, olayların sözcüsü, tanığı olma hakkını da kendinde görendir düşüncesinde olan da saygındır. Şiirin çekim alanına giren, kolay kolay kurtaramaz kendini. Şiir çoğaltır, özgürleştirir. Muhalif olmanın, başkaldırının, aydınlanma savaşımının, insanca yaşamanın, barışın, sevginin de adresidir şiir. Ferzan Sarpkaya için de şiir tutkudur, yaşama sevincidir, günler içindeki uzun yürüyüşlerdir. Evreni, şiir gibi düşünen, şairin evrensel duyarlığının her yerde olduğuna inanan bir kişilik sergiler. Onun için de “evren şiir, şiir her yerde…”dir onun için İncitilmeye, boyun eğmeye, sömürülmeye, tepkisiz kalmaya, yalana, kadına karşı şiddete dik durmanın, direnmenin işlevselliğine inanır. Ozanın sözlüğünün, tüm bu olumsuzluklara karşı bir savaşma gücü göstereceğinin bilincindedir. Sarpkaya, umudu eksiltmez içinde. Bir çocuk duyarlığıyla sarılır umudun ipine. “Sen, ben olursak / bu acıları yaşatanlar / gözyaşına boğanlar / insanı uzağa düşürenlere inat… / gözlerimizin açıldığı / güneşin katıksız doğduğu / aydınlık sabah umudum / barışla yayılırsak toprağa” dizelerinde vurguladığı gibi, umut yorgunluğuna kaptırır kendini. İnsanca yaşamanın sevincini duyumsar. Yürek gözü ile bakabilmeyi, yaşamın gizi olarak algılar. Ferzan Sarpkaya “Ben Gibi Konçerto” adlı ilk şiir kitabının acemiliğini, “Gün Vurgunları”yla aşmaya çaba gösteriyor. Şiirini, sınava hazırlanan öğrencinin heyecanı ve telaşı içinde olduğunu, açığını kapatmaya özen gösterdiğini duyumsatıyor bana. Gönlüm, Ferzan Sarpkaya'nın sorumluluk, duyarlılık, kararlılık içinde, şiirini daha ötelere taşımasından yana. Yolu açık olsun.
- Oğuz TÜMBAŞ