Rönesans'tan bu yana, Tanrı dünyadan elini eteğini çekti ve yazı, onun özünün gizli anlamını yorumlayan mütercimlik rolünden sıyrıldı. Böylece, yazı, her tür erkin kaynağı, büyük üretici durumuna geldi. Michel de Certeau tarihin bu yeni betisini ifade etmek için sürekli ve yeniden okumaktan ve yorumlamaktan hiç vazgeçmediği eserlerden biri olan Robinson Crusoe'daki mitlere özgü bir deyişi kullanmayı düşündü: Bundan böyle "yazının öznesi efendidir ve dilden başka bir araca sahip olan işçi de Cuma'dır".
1974 ile 1977 yılları arasında yürütülen ve 68'li toplumu anlamayı amaçlayan bir araştırma, sıradan insanın gündelik hayat içinde ürettiği ve kullandığı becerilerin şaşırtıcı bir çözümlemesine dönüşür. Certeau tüketim toplumunda sıradan insanın içinde bulunduğu bağlama direnirken kullandığı taktik ve kurnazlıkları önce bir sanat, sonra da bu sanatı irdeleyen bir söylem olarak çözümlüyor.
Rönesans'tan bu yana, Tanrı dünyadan elini eteğini çekti ve yazı, onun özünün gizli anlamını yorumlayan mütercimlik rolünden sıyrıldı. Böylece, yazı, her tür erkin kaynağı, büyük üretici durumuna geldi. Michel de Certeau tarihin bu yeni betisini ifade etmek için sürekli ve yeniden okumaktan ve yorumlamaktan hiç vazgeçmediği eserlerden biri olan Robinson Crusoe'daki mitlere özgü bir deyişi kullanmayı düşündü: Bundan böyle "yazının öznesi efendidir ve dilden başka bir araca sahip olan işçi de Cuma'dır".
1974 ile 1977 yılları arasında yürütülen ve 68'li toplumu anlamayı amaçlayan bir araştırma, sıradan insanın gündelik hayat içinde ürettiği ve kullandığı becerilerin şaşırtıcı bir çözümlemesine dönüşür. Certeau tüketim toplumunda sıradan insanın içinde bulunduğu bağlama direnirken kullandığı taktik ve kurnazlıkları önce bir sanat, sonra da bu sanatı irdeleyen bir söylem olarak çözümlüyor.