Bekliyordum; gözlerimi deniz feneri, kulaklarımı anten yaparak bekliyordum:
Bir babayiğit kalem çıksa da şu konuyu tarihin tozlu sayfalarından edebiyatın aydınlık sayfalarına aktarsa.
Yazıya geçirilesi bulduğum, günümüzden yaklaşık 2 bin 250 yıl önce, Anadolu'da yaşanmış olay şu idi:
Pergamon (Bergama) kralı Attalos III ölüverince, ortaya bir vasiyet çıkmıştı.
“Populus Romanus bonorum heres esto” (Roma halkı mülkümün varisi olacaktır.)
Roma, Anadolu'nun en verimli Batı ve Güneydoğu bölümünü ele geçirmeye pek hevesliydi ama bir önceki Pergamon Kralı Attalos II'nin oğlu Aristonikos çıktı ortaya:
“Attalos'un babasının malı mıymış ki koskoca imparatorluğu Roma'ya peşkeş çekiyor!” diye haykırdı. Haykırmakla da kalmadı; Roma'ya karşı savaşında kendisine katılacak kölelere özgürlük tanıyacağını, kuracağı ülkeye “Heliopolis” (Güneş İli) adını vereceğini deklere etti.
Aristonikos'un ordusuna tüm Anadolu hatta Akdeniz ülkelerinden akın akın katılan,
“Zincirlerinden başka yitireceği şeyleri olmayan” köleler, art arda gelen Roma kuvvetlerine darbe üstüne darbe indiriyordu. Özgürlük ülkesi kuruldu kurulacaktı.
İşte ben, Anadolu'da gerçekleşen bu ilerici hareketin kitabının yazılmasını istiyor, bekliyordum.
Muştulu haber, Osman Akbaşak'tan geldi. Akbaşak, konuya değgin kılı kırk yaran bir araştırma yapmış ve birikimini ustaca yazıya dökmüş.
Osman Akbaşak, “İzmir Arkeopark'tan Düş Yolculukları” adlı yeni üçlemesinin, İzmir'in Neolitik çağını konu alan “8500” romanından sonra ikinci kitabıyla karşımızda.
Prof. Dr. Şadan Gökovalı
Bekliyordum; gözlerimi deniz feneri, kulaklarımı anten yaparak bekliyordum:
Bir babayiğit kalem çıksa da şu konuyu tarihin tozlu sayfalarından edebiyatın aydınlık sayfalarına aktarsa.
Yazıya geçirilesi bulduğum, günümüzden yaklaşık 2 bin 250 yıl önce, Anadolu'da yaşanmış olay şu idi:
Pergamon (Bergama) kralı Attalos III ölüverince, ortaya bir vasiyet çıkmıştı.
“Populus Romanus bonorum heres esto” (Roma halkı mülkümün varisi olacaktır.)
Roma, Anadolu'nun en verimli Batı ve Güneydoğu bölümünü ele geçirmeye pek hevesliydi ama bir önceki Pergamon Kralı Attalos II'nin oğlu Aristonikos çıktı ortaya:
“Attalos'un babasının malı mıymış ki koskoca imparatorluğu Roma'ya peşkeş çekiyor!” diye haykırdı. Haykırmakla da kalmadı; Roma'ya karşı savaşında kendisine katılacak kölelere özgürlük tanıyacağını, kuracağı ülkeye “Heliopolis” (Güneş İli) adını vereceğini deklere etti.
Aristonikos'un ordusuna tüm Anadolu hatta Akdeniz ülkelerinden akın akın katılan,
“Zincirlerinden başka yitireceği şeyleri olmayan” köleler, art arda gelen Roma kuvvetlerine darbe üstüne darbe indiriyordu. Özgürlük ülkesi kuruldu kurulacaktı.
İşte ben, Anadolu'da gerçekleşen bu ilerici hareketin kitabının yazılmasını istiyor, bekliyordum.
Muştulu haber, Osman Akbaşak'tan geldi. Akbaşak, konuya değgin kılı kırk yaran bir araştırma yapmış ve birikimini ustaca yazıya dökmüş.
Osman Akbaşak, “İzmir Arkeopark'tan Düş Yolculukları” adlı yeni üçlemesinin, İzmir'in Neolitik çağını konu alan “8500” romanından sonra ikinci kitabıyla karşımızda.
Prof. Dr. Şadan Gökovalı