Güneşli Bir Nisan Günü Bektaş Ağa'nın Romanı

Stok Kodu:
9786056818349
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
359
Basım Yeri:
Eskişehir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%15 indirimli
34,00
28,90
9786056818349
586189
Güneşli Bir Nisan Günü
Güneşli Bir Nisan Günü Bektaş Ağa'nın Romanı
28.90

“Hay oğul! Biz, Türk'ün Oğuz'uyuz. Oğuz'un özü oktur. Oğuz'un bir yarısı Bozok, öteki yarısı da Üçok'tur. Ok, Oğuz'un hem cenginde, hem eğninde cân yoldaşıdır. Ok, Oğuz'un okuması ve dahî yazmasıdır. Oğuz Ata'nın nesli, kadîm zamândan başlayarak düğün, dernek ve dahî toy çağrısını ok ile yapagelmiştir. Beğler birbirlerine ve tekmîl Oğuz obalarına deyip diyeceklerini, hep ok üstündeki çentiklerle iletmişlerdir. Oklu olmak, okumaktır. Oklu olmak, elbir olmaktır. Oklu olmak yazmaktır. Oklu olmak irfân değşirmekdir.

Hay oğul! Sana şunu da diyeyim ki, Oğuz'un görklü Muhammed ümmeti olması, ok iledir. Oğuz'un okla ziynetlendirdiği hayâtı, Hazret-i Resûl'ün Sa'd bin Ebî Vakkâs'a nazarı ile aynı yerdedir. Nebî-yi zî-şân Efendimiz Hazretleri:

‘Hiç kimse yaydan daha fâik bir silâh kullanmadı. Ok atın ve ata binin, ammâ ok atmak ata binmekten evlâdır. Ok atmayı öğrenin. Zîrâ, okun atıldığı yer ile hedef arasında Cennet bağçelerinden bir bağçe vardır. Ok atmayı tâlim eden ve sonra unutan kimse, bizden değildir. Kim Allâh yolunda bir ok atarsa, Cenâb-ı Hak o kişiye, Hazret-i İsmâil evlâdından bir köle âzâd eylemenin sevâbını verir. Bir ok; oku yapan, oku atan ve oku veren üç kişiyi Cennet'e yollar.' buyurmuştur.

Anlayan ve dahî idrâk edene, bu Nebî kelâmında nice hikmetler vardır. Diyeceğim odur ki, Oğuz Ata'nın geçmiş ve hâl-i hâzırdaki nesli, ok neslidir. Oğul, şunu da unutmayasın ki, Oğuz'un mânâsına da ok ile erilir. Zîrâ ki, Oğuz demek, sayılamayacak kadar ok demektir.

“Hay oğul! Biz, Türk'ün Oğuz'uyuz. Oğuz'un özü oktur. Oğuz'un bir yarısı Bozok, öteki yarısı da Üçok'tur. Ok, Oğuz'un hem cenginde, hem eğninde cân yoldaşıdır. Ok, Oğuz'un okuması ve dahî yazmasıdır. Oğuz Ata'nın nesli, kadîm zamândan başlayarak düğün, dernek ve dahî toy çağrısını ok ile yapagelmiştir. Beğler birbirlerine ve tekmîl Oğuz obalarına deyip diyeceklerini, hep ok üstündeki çentiklerle iletmişlerdir. Oklu olmak, okumaktır. Oklu olmak, elbir olmaktır. Oklu olmak yazmaktır. Oklu olmak irfân değşirmekdir.

Hay oğul! Sana şunu da diyeyim ki, Oğuz'un görklü Muhammed ümmeti olması, ok iledir. Oğuz'un okla ziynetlendirdiği hayâtı, Hazret-i Resûl'ün Sa'd bin Ebî Vakkâs'a nazarı ile aynı yerdedir. Nebî-yi zî-şân Efendimiz Hazretleri:

‘Hiç kimse yaydan daha fâik bir silâh kullanmadı. Ok atın ve ata binin, ammâ ok atmak ata binmekten evlâdır. Ok atmayı öğrenin. Zîrâ, okun atıldığı yer ile hedef arasında Cennet bağçelerinden bir bağçe vardır. Ok atmayı tâlim eden ve sonra unutan kimse, bizden değildir. Kim Allâh yolunda bir ok atarsa, Cenâb-ı Hak o kişiye, Hazret-i İsmâil evlâdından bir köle âzâd eylemenin sevâbını verir. Bir ok; oku yapan, oku atan ve oku veren üç kişiyi Cennet'e yollar.' buyurmuştur.

Anlayan ve dahî idrâk edene, bu Nebî kelâmında nice hikmetler vardır. Diyeceğim odur ki, Oğuz Ata'nın geçmiş ve hâl-i hâzırdaki nesli, ok neslidir. Oğul, şunu da unutmayasın ki, Oğuz'un mânâsına da ok ile erilir. Zîrâ ki, Oğuz demek, sayılamayacak kadar ok demektir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat