Edebiyatımızın modern gerçekçi kalemlerinden Murat Tuncel, Güneşsiz Dünya adlı bu yapıtındaki öyküleriyle bizi 80'li yılların o güneşsiz günlerine götürüyor. Bu öykülerde okur, 12 Eylül'ün karanlıklarına dalıp dalıp çıkarken, değil aydınların sıradan insanların bile hoş geldin işkenceleriyle nasıl tanıştıklarını, sürgünlerini, yaşama tutunabilmek için verdikleri yaşama tutunma mücadelelerini, içlerinde yaratılan korkularını da okuyacak. Bunları okurken de kendisine sık sık "Bunlar benim ülkemde mi yaşanmıştı?" diye de ironik bir soru soracak.
Bu öykülerde de kendine özgü yalın anlatımıyla, öykü karakterlerinin yaralı duygularının derinliklerine yavaş yavaş inen Tuncel, sınırsız kötülükleri anlatırken de gerçekle düş arasına düşürüyor okuyucuyu.
Daha önce Üçüncü Ölüm ve Maviydi Adalet Sarayı adlı romanlarıyla, Beyoğlu Çığlıkları adlı öykü kitaplarını yayınladığımız yazarın bu kitabının da zihinlerinizde iz bırakacağı inancındayız.
Edebiyatımızın modern gerçekçi kalemlerinden Murat Tuncel, Güneşsiz Dünya adlı bu yapıtındaki öyküleriyle bizi 80'li yılların o güneşsiz günlerine götürüyor. Bu öykülerde okur, 12 Eylül'ün karanlıklarına dalıp dalıp çıkarken, değil aydınların sıradan insanların bile hoş geldin işkenceleriyle nasıl tanıştıklarını, sürgünlerini, yaşama tutunabilmek için verdikleri yaşama tutunma mücadelelerini, içlerinde yaratılan korkularını da okuyacak. Bunları okurken de kendisine sık sık "Bunlar benim ülkemde mi yaşanmıştı?" diye de ironik bir soru soracak.
Bu öykülerde de kendine özgü yalın anlatımıyla, öykü karakterlerinin yaralı duygularının derinliklerine yavaş yavaş inen Tuncel, sınırsız kötülükleri anlatırken de gerçekle düş arasına düşürüyor okuyucuyu.
Daha önce Üçüncü Ölüm ve Maviydi Adalet Sarayı adlı romanlarıyla, Beyoğlu Çığlıkları adlı öykü kitaplarını yayınladığımız yazarın bu kitabının da zihinlerinizde iz bırakacağı inancındayız.