Eserimiz, Güney Afrika Müslümanlarının eğitim-öğretim ve dînî meselelerini yerinde görmek ve onlara rehberlik yapmak üzere 1863'te, onların isteği üzerine Cape Town'a gönderilen Ebûbekir Efendi'nin, eşinin, oğullarının ve talebelerinin faaliyetleri yanında onların da tesiri ile bölge Müslümanlarının -husûsiyle Dâru'l-Hilâfe olduğu için- İstanbul ile olan münasebetlerini, bütün bu faaliyet ve münasebetler sırasında yaşanan problemleri ve fedâkârlıkları anlatmaktadır. Husûsiyle Ebûbekir Efendi ve âilesi, Ahmed Atâullah ve Hişam Nimetullah Efendilerin faaliyetleri, ilk Türk Başkonsolos Mehmed Remzi Efendi'nin çileli hayatı, Güney Afrika ile olan ticârî münâsebetlerimiz, Güney Afrika'da İslâmiyet'in yayılması ve yerleşmesi mevzularında kitaba bir hayli yeni bilgi ve bölümler eklenmiştir. Hikaye tadında, akıcı bir tarzda kaleme alınan bu eser, Afrika'da Osmanlılar'ın bıraktığı miras ile alâkalı çalışmalara kaynak oluşturabilecek vasıfta, ciddi bir çalışmanın mahsûlüdür.
Eserimiz, Güney Afrika Müslümanlarının eğitim-öğretim ve dînî meselelerini yerinde görmek ve onlara rehberlik yapmak üzere 1863'te, onların isteği üzerine Cape Town'a gönderilen Ebûbekir Efendi'nin, eşinin, oğullarının ve talebelerinin faaliyetleri yanında onların da tesiri ile bölge Müslümanlarının -husûsiyle Dâru'l-Hilâfe olduğu için- İstanbul ile olan münasebetlerini, bütün bu faaliyet ve münasebetler sırasında yaşanan problemleri ve fedâkârlıkları anlatmaktadır. Husûsiyle Ebûbekir Efendi ve âilesi, Ahmed Atâullah ve Hişam Nimetullah Efendilerin faaliyetleri, ilk Türk Başkonsolos Mehmed Remzi Efendi'nin çileli hayatı, Güney Afrika ile olan ticârî münâsebetlerimiz, Güney Afrika'da İslâmiyet'in yayılması ve yerleşmesi mevzularında kitaba bir hayli yeni bilgi ve bölümler eklenmiştir. Hikaye tadında, akıcı bir tarzda kaleme alınan bu eser, Afrika'da Osmanlılar'ın bıraktığı miras ile alâkalı çalışmalara kaynak oluşturabilecek vasıfta, ciddi bir çalışmanın mahsûlüdür.