Gurebâhâne-i Laklakanyani “düşkün leylekler evi”, Hâşim'in; bahçesinde beslenen leyleklere atfen Bursa'daki Fransız konsolosluğu binasına yakıştırdığı isimdir. Bursa'ya dair önemli izlenimlerinin de yer aldığı makalesine bu başlığı verir ve 1928'de başka yazılarını da içeren kitabı yine bu isimle çıkar. Ahmet Hâşim'in diline sadık kalınarak yeniden hazırlanan bu edisyon;Müslüman Saati,Yeni Sanatkâr,Yakup Kadrigibi çokça okunan ve ilgi gören başka kısa yazılarından oluşuyor.
“‘İşte Gurebâhâne-i laklakan!' dedi. Biliniz ki bahçemin bu köşesi hakikat halini almış kendi hayalimdir. Bu harap üç oda ile onları çeviren bu bahçe köşesinde, ömrümün bu son günleri sükûn ve tahayyül içinde geçiyor.”
Gurebâhâne-i Laklakanyani “düşkün leylekler evi”, Hâşim'in; bahçesinde beslenen leyleklere atfen Bursa'daki Fransız konsolosluğu binasına yakıştırdığı isimdir. Bursa'ya dair önemli izlenimlerinin de yer aldığı makalesine bu başlığı verir ve 1928'de başka yazılarını da içeren kitabı yine bu isimle çıkar. Ahmet Hâşim'in diline sadık kalınarak yeniden hazırlanan bu edisyon;Müslüman Saati,Yeni Sanatkâr,Yakup Kadrigibi çokça okunan ve ilgi gören başka kısa yazılarından oluşuyor.
“‘İşte Gurebâhâne-i laklakan!' dedi. Biliniz ki bahçemin bu köşesi hakikat halini almış kendi hayalimdir. Bu harap üç oda ile onları çeviren bu bahçe köşesinde, ömrümün bu son günleri sükûn ve tahayyül içinde geçiyor.”