Gurerü'l-hikem kitabının yazarı Kadı Nasihuddin Ebu'l-Feth Abdülvahid b. Muhammed Temîmî Amedî (Diyarbakırlı) büyük bir âlim ve değerli bir muhaddistir.
Yazar, İmam Ali'den (a.s.) kısa cümleler halinde bu kitapta 11 bine yakın hadise yer vermiştir. Amedî büyük emek sarf ederek hazırlamış olduğu kitabın başlangıcında eseri kaleme alış nedeni hakkında şunları söylemektedir:
“Zamanının en bilgini, en şahsiyetlisi, en yücesi, Peygamber'e en yakın ve ondan en çok istifade edilen birisi olduğu halde İmam Ali'nin görmezlikten gelinmesi ve sözlerinin çok azıyla yetinilmesi oldukça ilginç bir durumdur. İmam Ali'den nakledilen bu hikmetli sözler onun sonsuz okyanusundan sadece bir damladır.
Dilim tutulduğu ve kemal rütbesinden mahrum olup onların yüce makamını idrak etmekten aciz kaldığım halde yine de gücüm yettiğince Hz. Ali'nin kısa hikmetli sözlerini bir araya getirmeye çalıştım. Şüphesiz ki, Hz. Ali'nin yüce makamı karşısında bütün belagat erbabının dili tutulmuş, hikmet ehli bir benzerini getirmekten aciz kalmıştır. Allah da biliyor ki, ben denizden sadece köpüğü avuçlayan ve övüldüğü halde acizliğini itiraf eden bir kimse gibiyim. Zira Hz. Ali hiç şüphesiz ki, nebevî ilmin kaynağını yudumlamış tüm vücudu ilahî ilim ile dolup taşmıştır. Nitekim sözü hak ve doğru olan Hz. Ali, nakledildiği üzere şöyle buyurmuştur: ‘Şüphesiz ki, iki tarafım (tüm varlığım) ilim ile doludur. Keşke onu taşıyabilecek kimseleri bulabilseydim.'”
Gurerü'l-hikem kitabının yazarı Kadı Nasihuddin Ebu'l-Feth Abdülvahid b. Muhammed Temîmî Amedî (Diyarbakırlı) büyük bir âlim ve değerli bir muhaddistir.
Yazar, İmam Ali'den (a.s.) kısa cümleler halinde bu kitapta 11 bine yakın hadise yer vermiştir. Amedî büyük emek sarf ederek hazırlamış olduğu kitabın başlangıcında eseri kaleme alış nedeni hakkında şunları söylemektedir:
“Zamanının en bilgini, en şahsiyetlisi, en yücesi, Peygamber'e en yakın ve ondan en çok istifade edilen birisi olduğu halde İmam Ali'nin görmezlikten gelinmesi ve sözlerinin çok azıyla yetinilmesi oldukça ilginç bir durumdur. İmam Ali'den nakledilen bu hikmetli sözler onun sonsuz okyanusundan sadece bir damladır.
Dilim tutulduğu ve kemal rütbesinden mahrum olup onların yüce makamını idrak etmekten aciz kaldığım halde yine de gücüm yettiğince Hz. Ali'nin kısa hikmetli sözlerini bir araya getirmeye çalıştım. Şüphesiz ki, Hz. Ali'nin yüce makamı karşısında bütün belagat erbabının dili tutulmuş, hikmet ehli bir benzerini getirmekten aciz kalmıştır. Allah da biliyor ki, ben denizden sadece köpüğü avuçlayan ve övüldüğü halde acizliğini itiraf eden bir kimse gibiyim. Zira Hz. Ali hiç şüphesiz ki, nebevî ilmin kaynağını yudumlamış tüm vücudu ilahî ilim ile dolup taşmıştır. Nitekim sözü hak ve doğru olan Hz. Ali, nakledildiği üzere şöyle buyurmuştur: ‘Şüphesiz ki, iki tarafım (tüm varlığım) ilim ile doludur. Keşke onu taşıyabilecek kimseleri bulabilseydim.'”