19. yüzyıla kadar Türk yazınında gezi türünün pek zengin bir birikimi olduğu söylenemez; ancak bu yüzyılın son çeyreğinde pek çok gezi yapıtı yayımlanmıştır. Cenab Şahabeddin'in görevli olarak gittiği Hicaz ve Mısır yolculuğunu canlı gözlemlerle anlattığı Hac Yolunda, gezi yazınımızın seçkin örnekleri arasındadır. Yazar bu kitabında gezip gördüğü yerleri yalnızca bir gezgin gözüyle ve yüzeysel olarak değil, tarih, coğrafya ve insan boyutlarıyla, örnek sayılacak bir düz söz ustalığıyla anlatmaktadır.
19. yüzyıla kadar Türk yazınında gezi türünün pek zengin bir birikimi olduğu söylenemez; ancak bu yüzyılın son çeyreğinde pek çok gezi yapıtı yayımlanmıştır. Cenab Şahabeddin'in görevli olarak gittiği Hicaz ve Mısır yolculuğunu canlı gözlemlerle anlattığı Hac Yolunda, gezi yazınımızın seçkin örnekleri arasındadır. Yazar bu kitabında gezip gördüğü yerleri yalnızca bir gezgin gözüyle ve yüzeysel olarak değil, tarih, coğrafya ve insan boyutlarıyla, örnek sayılacak bir düz söz ustalığıyla anlatmaktadır.