Son yüzyıl içinde iletişim kanalları ve haberleşmenin boyut değiştirmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, egemen kültürün diğer toplumlar üzerindeki etkisini artırmıştır. Şüphesiz bu konuda bilim ve teknolojinin batı kaynaklarından beslenerek, batı toplumlarını siyasi ve ekonomik açıdan ayrıcalıklı konuma taşımasının rolü büyüktür. Bu gün tüm dünyada evrensel kabul görmüş yönetim, üretim ve tüketim teorileri egemen kültürün yaşam biçiminden, inançlarından, değerlerinden, entelektüel bilgi altyapısından izler taşımaktadır. Bu ayrıntının farkında olan toplumlar ve örgütler kendi kültürel özelliklerini dikkate alarak faydalandıkları yaklaşımları daha üst seviyelere taşımaktadırlar. Özgün kültürel değerlerin, girişimciliğin, katılımcı yönetim ve diğer güncel yönetim uygulamalarının değişimi ve dönüşümü gerçekleştirme potansiyeli, dayandıkları felsefeye bağlıdır. İslam coğrafyaları ve toplumları, örgüt yönetimi açısından incelendiğinde, egemen kültürün tüketim, üretim ve yönetim yaklaşımlarını olduğu gibi kabul ederek, taklitçi ve takipçi bir strateji yürüttükleri görülmektedir. Bu görüşlerin menfaat ve çıkar odaklı yapay, taklit ve kişisel uygulamalara dönüştürülmemesi için, temel İslam kaynaklarından beslenen objektif, doğru ve güvenilir ilkelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitapta temel hadis kaynaklarında geçen yönetim uygulamaları ve yönetici davranışlarına ilişkin özgün ve objektif bilgiler paylaşılmaya çalışılmıştır.
Son yüzyıl içinde iletişim kanalları ve haberleşmenin boyut değiştirmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, egemen kültürün diğer toplumlar üzerindeki etkisini artırmıştır. Şüphesiz bu konuda bilim ve teknolojinin batı kaynaklarından beslenerek, batı toplumlarını siyasi ve ekonomik açıdan ayrıcalıklı konuma taşımasının rolü büyüktür. Bu gün tüm dünyada evrensel kabul görmüş yönetim, üretim ve tüketim teorileri egemen kültürün yaşam biçiminden, inançlarından, değerlerinden, entelektüel bilgi altyapısından izler taşımaktadır. Bu ayrıntının farkında olan toplumlar ve örgütler kendi kültürel özelliklerini dikkate alarak faydalandıkları yaklaşımları daha üst seviyelere taşımaktadırlar. Özgün kültürel değerlerin, girişimciliğin, katılımcı yönetim ve diğer güncel yönetim uygulamalarının değişimi ve dönüşümü gerçekleştirme potansiyeli, dayandıkları felsefeye bağlıdır. İslam coğrafyaları ve toplumları, örgüt yönetimi açısından incelendiğinde, egemen kültürün tüketim, üretim ve yönetim yaklaşımlarını olduğu gibi kabul ederek, taklitçi ve takipçi bir strateji yürüttükleri görülmektedir. Bu görüşlerin menfaat ve çıkar odaklı yapay, taklit ve kişisel uygulamalara dönüştürülmemesi için, temel İslam kaynaklarından beslenen objektif, doğru ve güvenilir ilkelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitapta temel hadis kaynaklarında geçen yönetim uygulamaları ve yönetici davranışlarına ilişkin özgün ve objektif bilgiler paylaşılmaya çalışılmıştır.