İslam Hukuku'nun bel kemiğini oluşturan hadis külliyatı İslam'ın ilk yıllarında toplumdaki sosyal, ahlaksal, hukuksal, itikadi vb. alanlardaki birçok ihtiyacı karşılamada çok yararlı olmuştur. İslam tarihi boyunca hadis literatürü İslam dünyasının çoğunluğunda büyük saygınlık görmüştür.
Kur'an'da yer alan, ancak detaylara girilmeyen tarihsel konulu ayetlerin çoğunun tefsirinde Yahudi kökenli sahabiler tarafından Tevrat alıntılı hikâyelerle aktarılan hadisler önemli yer tutar. Bu hadisler özellikle Emevi döneminde halk arasında çok popülerdi.
Bununla beraber bazı konularda bu hadisler Kur'an'a açıkça ters düşmesi nedeniyle, birçok farklı mezhebin, fırkanın, tarikatın, itikatın farklı eleştirilerine de maruz kalmıştır.
İslam'ın ilk yıllarından itibaren hadisler ezberlenmiş, Hicri 1. yüzyılın sonunda çok azı yazılı kaynaklarda kaydedilmeye başlanmış ve ancak 3.yy.'da önemli bölümü yazılı hale getirilebilmiş, bu tarihe dek nesilden nesle şifahi olarak aktarılmıştır.
Toplumda din adına oluşmuş yanlış inanç, hüküm ve amellerin kaynağı bu nesilden nesle şifahi olarak aktarılan rivayetlerle oluşturulmuş Buhari ve Kütüb-i Sitte'nin diğer müelliflerinden günümüze kadar ulaşan ahad hadislerdir. Bu hadislerin senet ve metinleri yeterince sorgulanıp, incelenmemiş, peygamber efendimize isnad edilen yanlış sözler ve ameller büyük bir saygı ile benimsenmiş ve günümüz İslam anlayışı bu yanlışlarla şekillenmiştir.
İslam Hukuku'nun bel kemiğini oluşturan hadis külliyatı İslam'ın ilk yıllarında toplumdaki sosyal, ahlaksal, hukuksal, itikadi vb. alanlardaki birçok ihtiyacı karşılamada çok yararlı olmuştur. İslam tarihi boyunca hadis literatürü İslam dünyasının çoğunluğunda büyük saygınlık görmüştür.
Kur'an'da yer alan, ancak detaylara girilmeyen tarihsel konulu ayetlerin çoğunun tefsirinde Yahudi kökenli sahabiler tarafından Tevrat alıntılı hikâyelerle aktarılan hadisler önemli yer tutar. Bu hadisler özellikle Emevi döneminde halk arasında çok popülerdi.
Bununla beraber bazı konularda bu hadisler Kur'an'a açıkça ters düşmesi nedeniyle, birçok farklı mezhebin, fırkanın, tarikatın, itikatın farklı eleştirilerine de maruz kalmıştır.
İslam'ın ilk yıllarından itibaren hadisler ezberlenmiş, Hicri 1. yüzyılın sonunda çok azı yazılı kaynaklarda kaydedilmeye başlanmış ve ancak 3.yy.'da önemli bölümü yazılı hale getirilebilmiş, bu tarihe dek nesilden nesle şifahi olarak aktarılmıştır.
Toplumda din adına oluşmuş yanlış inanç, hüküm ve amellerin kaynağı bu nesilden nesle şifahi olarak aktarılan rivayetlerle oluşturulmuş Buhari ve Kütüb-i Sitte'nin diğer müelliflerinden günümüze kadar ulaşan ahad hadislerdir. Bu hadislerin senet ve metinleri yeterince sorgulanıp, incelenmemiş, peygamber efendimize isnad edilen yanlış sözler ve ameller büyük bir saygı ile benimsenmiş ve günümüz İslam anlayışı bu yanlışlarla şekillenmiştir.