Aşere-i mübeşşere, dünyada iken cennetle müjdelenen on sahabi için kullanılan bir kavramdır. Bu kişiler, atalarının dinini terk edip Resulullan'ın davetine ilk icabet ederek Müslüman olmuşlardır. Putlara tapmayı bırakıp Allah'a kulluk yapma ve ibadet etme zevkini tatmışlardır. Allah için hicret etmiş, Hz. Peygamber'in en zor günlerinde onun yanında yer almış ve dini mücadelede canlarını, mallarını, ruhlarını, gönüllerini ve yüreklerini ortaya koymuşlardı. Herkes yalanlarken onlar Allah'ın elçisi Muhammed'i (s.a.v) tasdik etmiş, rahat yaşamayı bırakıp zor olanı seçmişlerdi. Hedef ve gayeleri dünyaya dönük değil, Allah'ın rızasını ve ahireti kazanmak olduğundan Allah ve Resülünü severlerdi. Kısacası onlar, zor olanların adamı olarak tarihe geçmişleridir. Bu yüzden de aşere-i mübeşşere olarak şöhret bulan bu on sahabi cennetle müjdelenmeyi hak etmiştir.
Aşere-i mübeşşere, dünyada iken cennetle müjdelenen on sahabi için kullanılan bir kavramdır. Bu kişiler, atalarının dinini terk edip Resulullan'ın davetine ilk icabet ederek Müslüman olmuşlardır. Putlara tapmayı bırakıp Allah'a kulluk yapma ve ibadet etme zevkini tatmışlardır. Allah için hicret etmiş, Hz. Peygamber'in en zor günlerinde onun yanında yer almış ve dini mücadelede canlarını, mallarını, ruhlarını, gönüllerini ve yüreklerini ortaya koymuşlardı. Herkes yalanlarken onlar Allah'ın elçisi Muhammed'i (s.a.v) tasdik etmiş, rahat yaşamayı bırakıp zor olanı seçmişlerdi. Hedef ve gayeleri dünyaya dönük değil, Allah'ın rızasını ve ahireti kazanmak olduğundan Allah ve Resülünü severlerdi. Kısacası onlar, zor olanların adamı olarak tarihe geçmişleridir. Bu yüzden de aşere-i mübeşşere olarak şöhret bulan bu on sahabi cennetle müjdelenmeyi hak etmiştir.