Kur'an'ı Kerim'le birlikte İslam'ın temel kaynağı olan sünnet ve onun nakil/ispat vasıtası olan hadislerin korunması ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarılabilmesi için âlimler büyük çaba sarf etmişlerdir. Çalışmamızın amacı; âlimlerin bu çabalarını ortaya koymaktır. Bu hususta bazı çalışmalar bulunmakla birlikte çalışmamızın diğerlerinden farkı; ilk hadis usulü kaynakları çerçevesinde konuyu râviler ve ortaya koydukları ürünler bağlamında mukayeseli olarak ele almasıdır. Daha önce bu meyanda yapılan bir çalışma olmadığı tespit edilmiş ve bu boşluğun doldurulması zarureti hissedilmiştir.
Bilindiği üzere zabt veya tespit yönünden yeterli çaba gösterilmemiş olan metinler, hadisçilere göre güvenilmez olarak addedilir veya bu hususta gösterilen çabaların derecesine göre güvenilirlik kazanır. İşte bu temel ilke sebebiyle hadisçiler sağlam bir hadis nüshasının nasıl oluşturulacağını ve bunun ilkelerinin neler olduğunu derinlemesine tartışmışlardır. Onların ortaya koyduğu ilkeler sadece hadis literatürünü değil; tarih, edebiyat ve metne dayalı ilimlerin ilkelerinin oluşmasında da etkili olmuştur. Nitekim modern tarih araştırmalarında ele alınan metin tenkidi diğer bir adıyla iç ve dış tenkit yöntemleri ile hadisçilerin ortaya koyduğu yöntemler karşılaştırıldığında etkinin boyutu ortaya çıkmaktadır.
Birtakım eksiklikleri ve hataları olmakla birlikte muhaddisler, sağlam hadis nüshaları oluşturmak, onları korumak ve sonraki nesillere sağlam bir şekilde ulaştırmak konusunda gayet başarılı olmuşlardır.
Muhaddislerin bu başarıları, İslam'ın en temel iki kaynağından biri olan sünnetin büyük oranda korunmasına ve günümüze kadar ulaşabilmesine de katkı sağlamıştır.
Kur'an'ı Kerim'le birlikte İslam'ın temel kaynağı olan sünnet ve onun nakil/ispat vasıtası olan hadislerin korunması ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarılabilmesi için âlimler büyük çaba sarf etmişlerdir. Çalışmamızın amacı; âlimlerin bu çabalarını ortaya koymaktır. Bu hususta bazı çalışmalar bulunmakla birlikte çalışmamızın diğerlerinden farkı; ilk hadis usulü kaynakları çerçevesinde konuyu râviler ve ortaya koydukları ürünler bağlamında mukayeseli olarak ele almasıdır. Daha önce bu meyanda yapılan bir çalışma olmadığı tespit edilmiş ve bu boşluğun doldurulması zarureti hissedilmiştir.
Bilindiği üzere zabt veya tespit yönünden yeterli çaba gösterilmemiş olan metinler, hadisçilere göre güvenilmez olarak addedilir veya bu hususta gösterilen çabaların derecesine göre güvenilirlik kazanır. İşte bu temel ilke sebebiyle hadisçiler sağlam bir hadis nüshasının nasıl oluşturulacağını ve bunun ilkelerinin neler olduğunu derinlemesine tartışmışlardır. Onların ortaya koyduğu ilkeler sadece hadis literatürünü değil; tarih, edebiyat ve metne dayalı ilimlerin ilkelerinin oluşmasında da etkili olmuştur. Nitekim modern tarih araştırmalarında ele alınan metin tenkidi diğer bir adıyla iç ve dış tenkit yöntemleri ile hadisçilerin ortaya koyduğu yöntemler karşılaştırıldığında etkinin boyutu ortaya çıkmaktadır.
Birtakım eksiklikleri ve hataları olmakla birlikte muhaddisler, sağlam hadis nüshaları oluşturmak, onları korumak ve sonraki nesillere sağlam bir şekilde ulaştırmak konusunda gayet başarılı olmuşlardır.
Muhaddislerin bu başarıları, İslam'ın en temel iki kaynağından biri olan sünnetin büyük oranda korunmasına ve günümüze kadar ulaşabilmesine de katkı sağlamıştır.