Fitne durumunda insanlar, belirli sorunlar hakkında hüküm bildiren nasları tek tek bilmek yerine maslahat ve mefsedet fıkhına ihtiyaç duyarlar. Bunlarla ilgili hakkın ne olduğunun anlaşılması genel olarak tafsili deliller üzerine oturmaktadır. Makasidu'ş-Şeria (şer'i hedefler), maslahat-mefsedet dengesini gözetmek gibi hususlar daima tafsili delillere ihtiyaç duyar. Ancak avam ve küçük ilim talebeleri, cüz'i nasları anlayabilseler de, külli sorunlar karşısında çaresiz kalırlar. İşte bu durum, maslahat-mefsedet dengesi şeriatın, şeriatın maksatlarının, vakıanın, maslahat ve mefsedetlerin mertebelerinin anlaşılması hususunda avamın yegane merciinin alimler olduğunu ortaya koyar.
Fitne durumunda insanlar, belirli sorunlar hakkında hüküm bildiren nasları tek tek bilmek yerine maslahat ve mefsedet fıkhına ihtiyaç duyarlar. Bunlarla ilgili hakkın ne olduğunun anlaşılması genel olarak tafsili deliller üzerine oturmaktadır. Makasidu'ş-Şeria (şer'i hedefler), maslahat-mefsedet dengesini gözetmek gibi hususlar daima tafsili delillere ihtiyaç duyar. Ancak avam ve küçük ilim talebeleri, cüz'i nasları anlayabilseler de, külli sorunlar karşısında çaresiz kalırlar. İşte bu durum, maslahat-mefsedet dengesi şeriatın, şeriatın maksatlarının, vakıanın, maslahat ve mefsedetlerin mertebelerinin anlaşılması hususunda avamın yegane merciinin alimler olduğunu ortaya koyar.