Her şeyi yoktan var eden, bize İslam nimetini bahşeden ve Efendimiz'e [sallallahu aleyhi vesellem] ümmet olmayı nasip eden Allah Teâlâ'ya sonsuz hamd u senalar olsun. Yaratılmışların en şereflisi Allah Resûlü'ne [sallallahu aleyhi vesellem] ve onun şerefli âline, ashabına, onun bıraktığı mirasa sahip çıkanlara ve onun izinden gidenlere sayısız salât ve selam olsun.
Elinizdeki eser, büyük âlim ve mürşid-i kâmil olan ve "çift kanatlı” yani "Zülcenâheyn” unvanlı Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin [kuddise sırruhû] eseridir. Hacmi kısa olmakla birlikte, içerdiği konular itibariyle oldukça kıymetlidir. Asıl adı "er-Risaletü'l-Hâlidiyye fî âdâbi't-Tarîkati'n-Nakşibendiyye” olan eseri, "Hâlidiyye Risâlesi” olarak Arapçadan tercüme ettik. Eser, Nakşibendî yoluna giren ve bir mürşid-i kâmilin rehberliğinde ilerlemek isteyen kimselere yolun esas adabını ve prensiplerini gösteriyor. Mevlânâ Hâlid hazretleri bu risaleyi, bir yolculuk esnasında yazmıştır. Yazma maksadını da bu yola yeni girenlere rehberlik olarak ifade etmiştir. Eser genel itibarıyla tasavvuf yoluna giren bir kimsenin mürşidine karşı dikkat etmesi gereken edeplerden bahseder. Nitekim Mevlâna Halid hazretleri de bunu şöyle açıklar:
"Edep hakikatte Allah Teâlâ tarafından ihsan edilen bir lütuftur. Çünkü her makamın kendine uygun bir edebi vardır. Bu edeplere riayet etmek için de sağlam bir himmete hatta ilhama ihtiyaç duyulur. Nitekim denilmiştir ki, ‘edebin kısımları, elde edilemeyecek kadar çoktur. Yine, ‘Tasavvuf, bütünüyle edeptir' denilmiştir. Biz, edep konusunu bu risalemizde kısaca zikredeceğiz. Edebe bağlı diğer kısımlar bizim söylediklerimize kıyas edilsin. Kısaca zikretmemizin sebebi ise "tamamına ulaşılmayan bir şeyin, hepsini terk etmek icap etmez” sözünün gereğine uymak ve bu edeplerin bir kısmını zikreden selef-i sâlihîne tabi olmaktır.”
Yine tasavvuf yolundaki edeple ilgili Ebû Hafs Haddâd hazretleri [kuddise sırruhû] şöyle der: "Tasavvuf, tamamıyla edeplerden ibarettir. Her vaktin, halin ve makamın kendine göre bir edebi vardır. Her kim bu edeplere uymaya devam ederse Hak dostlarının ulaştığı makama ulaşır.”
Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için kâmil bir mürşidi rehber edinmekle ilgili Abdülkerim Kuşeyrî de [kuddise sırruhû] şöyle der: "Cenâb-ı Hakk'ı arayan kimsenin görevlerinden biri de, bulunduğu yerde kendisini terbiye ve irşad edecek bir mürşid bulamadığı zaman, irşatla görevli zamanın kâmil mürşidine hicret etmesi, onu rehber kabul edip terbiyesine girmesi ve olgunlaşıp kendisine izin verilene kadar kapısının eşiğinden ayrılmamasıdır.”
Eseri, olabildiğince anlaşılır bir dille çevirmeye çalıştık. Daha çok istifade edilmesi ve daha rahat anlaşılması için, âyetlerin sûre ve numaralarını belirtik, hadisleri tahriç edip hadis kaynaklarındaki yerlerini gösterdik. Eser üzerinde yer yer dipnot çalışması da yaptık. Eserin sonunda tercümede istifade edilen kaynakları verdik ve tasavvufî kavramlar ekledik. Yine daha rahat okunması ve takip edilebilmesi için konuya uygun ara başlıklar ekledik.
Bu önemli eserin çevrilmesini bize nasip eden yüce Mevla'mıza sonsuz şükürler olsun. Bu çalışmaya vesile olan değerli büyüklerimizden Allah razı olsun. Eserin hazırlanmasında ve okuyucularımıza sunulmasında yardımı olan ve emeği geçen herkese özellikle teşekkürü bir borç biliriz. Temennimiz bu çalışmanın hepimize faydalı olmasıdır. Düsturumuz şudur: Çalışmak bizden, başarı ve hidâyet yüce Mevlâ'mızdandır. Âlemlerin Rabbi yüce Allah'a hamdolsun.
Her şeyi yoktan var eden, bize İslam nimetini bahşeden ve Efendimiz'e [sallallahu aleyhi vesellem] ümmet olmayı nasip eden Allah Teâlâ'ya sonsuz hamd u senalar olsun. Yaratılmışların en şereflisi Allah Resûlü'ne [sallallahu aleyhi vesellem] ve onun şerefli âline, ashabına, onun bıraktığı mirasa sahip çıkanlara ve onun izinden gidenlere sayısız salât ve selam olsun.
Elinizdeki eser, büyük âlim ve mürşid-i kâmil olan ve "çift kanatlı” yani "Zülcenâheyn” unvanlı Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin [kuddise sırruhû] eseridir. Hacmi kısa olmakla birlikte, içerdiği konular itibariyle oldukça kıymetlidir. Asıl adı "er-Risaletü'l-Hâlidiyye fî âdâbi't-Tarîkati'n-Nakşibendiyye” olan eseri, "Hâlidiyye Risâlesi” olarak Arapçadan tercüme ettik. Eser, Nakşibendî yoluna giren ve bir mürşid-i kâmilin rehberliğinde ilerlemek isteyen kimselere yolun esas adabını ve prensiplerini gösteriyor. Mevlânâ Hâlid hazretleri bu risaleyi, bir yolculuk esnasında yazmıştır. Yazma maksadını da bu yola yeni girenlere rehberlik olarak ifade etmiştir. Eser genel itibarıyla tasavvuf yoluna giren bir kimsenin mürşidine karşı dikkat etmesi gereken edeplerden bahseder. Nitekim Mevlâna Halid hazretleri de bunu şöyle açıklar:
"Edep hakikatte Allah Teâlâ tarafından ihsan edilen bir lütuftur. Çünkü her makamın kendine uygun bir edebi vardır. Bu edeplere riayet etmek için de sağlam bir himmete hatta ilhama ihtiyaç duyulur. Nitekim denilmiştir ki, ‘edebin kısımları, elde edilemeyecek kadar çoktur. Yine, ‘Tasavvuf, bütünüyle edeptir' denilmiştir. Biz, edep konusunu bu risalemizde kısaca zikredeceğiz. Edebe bağlı diğer kısımlar bizim söylediklerimize kıyas edilsin. Kısaca zikretmemizin sebebi ise "tamamına ulaşılmayan bir şeyin, hepsini terk etmek icap etmez” sözünün gereğine uymak ve bu edeplerin bir kısmını zikreden selef-i sâlihîne tabi olmaktır.”
Yine tasavvuf yolundaki edeple ilgili Ebû Hafs Haddâd hazretleri [kuddise sırruhû] şöyle der: "Tasavvuf, tamamıyla edeplerden ibarettir. Her vaktin, halin ve makamın kendine göre bir edebi vardır. Her kim bu edeplere uymaya devam ederse Hak dostlarının ulaştığı makama ulaşır.”
Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için kâmil bir mürşidi rehber edinmekle ilgili Abdülkerim Kuşeyrî de [kuddise sırruhû] şöyle der: "Cenâb-ı Hakk'ı arayan kimsenin görevlerinden biri de, bulunduğu yerde kendisini terbiye ve irşad edecek bir mürşid bulamadığı zaman, irşatla görevli zamanın kâmil mürşidine hicret etmesi, onu rehber kabul edip terbiyesine girmesi ve olgunlaşıp kendisine izin verilene kadar kapısının eşiğinden ayrılmamasıdır.”
Eseri, olabildiğince anlaşılır bir dille çevirmeye çalıştık. Daha çok istifade edilmesi ve daha rahat anlaşılması için, âyetlerin sûre ve numaralarını belirtik, hadisleri tahriç edip hadis kaynaklarındaki yerlerini gösterdik. Eser üzerinde yer yer dipnot çalışması da yaptık. Eserin sonunda tercümede istifade edilen kaynakları verdik ve tasavvufî kavramlar ekledik. Yine daha rahat okunması ve takip edilebilmesi için konuya uygun ara başlıklar ekledik.
Bu önemli eserin çevrilmesini bize nasip eden yüce Mevla'mıza sonsuz şükürler olsun. Bu çalışmaya vesile olan değerli büyüklerimizden Allah razı olsun. Eserin hazırlanmasında ve okuyucularımıza sunulmasında yardımı olan ve emeği geçen herkese özellikle teşekkürü bir borç biliriz. Temennimiz bu çalışmanın hepimize faydalı olmasıdır. Düsturumuz şudur: Çalışmak bizden, başarı ve hidâyet yüce Mevlâ'mızdandır. Âlemlerin Rabbi yüce Allah'a hamdolsun.