“Gri gözleri Milena'nın yüzüne dalıyor. Etinin içinde boğulmak istermişçesine. Milena, Franz'ın gözlerine korkunun yerleşmekte olduğunu görüyor.
Birbirlerine sarılmış, ayakta, hareketsiz duruyorlar ve çevrelerindeki kent suskun. Bedenleri çözülüyor, elleri gevşiyor.
Birbirlerine bakmıyorlar ama aşklarına doğru ilerliyorlar, vaat edilmiş aşklarına ve Milena Jesenska'nın kanı, sırtında duyumsadığı uzun, ince beden için kaynıyor.
Seni severken (ve seni seviyorum, inatla, denizin kendi derinliklerinde yatan ince kumları sevdiği gibi; benim aşkım da seni en az deniz kadar içine alıyor; göklerin izniyle ben de senin için, kumlar deniz için neyse o olabilir miyim!); seni severken, dünyadaki her şeyi seviyorum; sol omzun da buna dahil; hayır, önce sağ omzun geliyordu ve bu yüzden, içimden geldiği zaman öpüyorum onu (ve bunu, omzunu bluzundan dışarı çıkarma inceliğini gösterdiğinde yapıyorum), öteki omzun da buna dahil ve ormanda, yüzümün üzerinde duran yüzün ve ormanda, yüzümün altında duran yüzün...
Ve bedenimin altında bedeni ve bedenimin üzerinde bedeni...“
“Gri gözleri Milena'nın yüzüne dalıyor. Etinin içinde boğulmak istermişçesine. Milena, Franz'ın gözlerine korkunun yerleşmekte olduğunu görüyor.
Birbirlerine sarılmış, ayakta, hareketsiz duruyorlar ve çevrelerindeki kent suskun. Bedenleri çözülüyor, elleri gevşiyor.
Birbirlerine bakmıyorlar ama aşklarına doğru ilerliyorlar, vaat edilmiş aşklarına ve Milena Jesenska'nın kanı, sırtında duyumsadığı uzun, ince beden için kaynıyor.
Seni severken (ve seni seviyorum, inatla, denizin kendi derinliklerinde yatan ince kumları sevdiği gibi; benim aşkım da seni en az deniz kadar içine alıyor; göklerin izniyle ben de senin için, kumlar deniz için neyse o olabilir miyim!); seni severken, dünyadaki her şeyi seviyorum; sol omzun da buna dahil; hayır, önce sağ omzun geliyordu ve bu yüzden, içimden geldiği zaman öpüyorum onu (ve bunu, omzunu bluzundan dışarı çıkarma inceliğini gösterdiğinde yapıyorum), öteki omzun da buna dahil ve ormanda, yüzümün üzerinde duran yüzün ve ormanda, yüzümün altında duran yüzün...
Ve bedenimin altında bedeni ve bedenimin üzerinde bedeni...“
“Gri gözleri Milena'nın yüzüne dalıyor. Etinin içinde boğulmak istermişçesine. Milena, Franz'ın gözlerine korkunun yerleşmekte olduğunu görüyor.
Birbirlerine sarılmış, ayakta, hareketsiz duruyorlar ve çevrelerindeki kent suskun. Bedenleri çözülüyor, elleri gevşiyor.
Birbirlerine bakmıyorlar ama aşklarına doğru ilerliyorlar, vaat edilmiş aşklarına ve Milena Jesenska'nın kanı, sırtında duyumsadığı uzun, ince beden için kaynıyor.
Seni severken (ve seni seviyorum, inatla, denizin kendi derinliklerinde yatan ince kumları sevdiği gibi; benim aşkım da seni en az deniz kadar içine alıyor; göklerin izniyle ben de senin için, kumlar deniz için neyse o olabilir miyim!); seni severken, dünyadaki her şeyi seviyorum; sol omzun da buna dahil; hayır, önce sağ omzun geliyordu ve bu yüzden, içimden geldiği zaman öpüyorum onu (ve bunu, omzunu bluzundan dışarı çıkarma inceliğini gösterdiğinde yapıyorum), öteki omzun da buna dahil ve ormanda, yüzümün üzerinde duran yüzün ve ormanda, yüzümün altında duran yüzün...
Ve bedenimin altında bedeni ve bedenimin üzerinde bedeni...“
“Gri gözleri Milena'nın yüzüne dalıyor. Etinin içinde boğulmak istermişçesine. Milena, Franz'ın gözlerine korkunun yerleşmekte olduğunu görüyor.
Birbirlerine sarılmış, ayakta, hareketsiz duruyorlar ve çevrelerindeki kent suskun. Bedenleri çözülüyor, elleri gevşiyor.
Birbirlerine bakmıyorlar ama aşklarına doğru ilerliyorlar, vaat edilmiş aşklarına ve Milena Jesenska'nın kanı, sırtında duyumsadığı uzun, ince beden için kaynıyor.
Seni severken (ve seni seviyorum, inatla, denizin kendi derinliklerinde yatan ince kumları sevdiği gibi; benim aşkım da seni en az deniz kadar içine alıyor; göklerin izniyle ben de senin için, kumlar deniz için neyse o olabilir miyim!); seni severken, dünyadaki her şeyi seviyorum; sol omzun da buna dahil; hayır, önce sağ omzun geliyordu ve bu yüzden, içimden geldiği zaman öpüyorum onu (ve bunu, omzunu bluzundan dışarı çıkarma inceliğini gösterdiğinde yapıyorum), öteki omzun da buna dahil ve ormanda, yüzümün üzerinde duran yüzün ve ormanda, yüzümün altında duran yüzün...
Ve bedenimin altında bedeni ve bedenimin üzerinde bedeni...“