Her sanatçı, hem edebiyat hem de içinde yer aldığı edebiyat hakkında bir kurama sahiptir. Bir sanatçının yetkinliği de bu sahipliğin yetkinliğiyle orantılıdır. Bizim edebiyatımızın eksikliği, bu noktanın savsaklanması, sanatçılar tarafından bu işin yeterince geliştirilmemesidir. Ama gene de bunsuz olmaz. Şuradan da bellidir ki, eleştirmen akıl hocalığına ödün olarak tanıtmacılığı ve sanatçı da tanıtılma adına bir ödün olarak çömezliği sineye çekti. Asıl içtensizlik, iki yüzlülük burada.
Kitap endüstrisi gelişti ve bugün bu anlaşmayı doruğa çıkardı ama hayat bunu parçaladı. Okur, yazarın önünde gidiyor, çünkü hayatın hesabını sanatçıdan istiyor ve bunu sezen yazarlar en sonu eleştirmen ve sanatçı olarak birbirine girdi bugün." (Yarın, Mart 1982)
-Veysel Öngören
Her sanatçı, hem edebiyat hem de içinde yer aldığı edebiyat hakkında bir kurama sahiptir. Bir sanatçının yetkinliği de bu sahipliğin yetkinliğiyle orantılıdır. Bizim edebiyatımızın eksikliği, bu noktanın savsaklanması, sanatçılar tarafından bu işin yeterince geliştirilmemesidir. Ama gene de bunsuz olmaz. Şuradan da bellidir ki, eleştirmen akıl hocalığına ödün olarak tanıtmacılığı ve sanatçı da tanıtılma adına bir ödün olarak çömezliği sineye çekti. Asıl içtensizlik, iki yüzlülük burada.
Kitap endüstrisi gelişti ve bugün bu anlaşmayı doruğa çıkardı ama hayat bunu parçaladı. Okur, yazarın önünde gidiyor, çünkü hayatın hesabını sanatçıdan istiyor ve bunu sezen yazarlar en sonu eleştirmen ve sanatçı olarak birbirine girdi bugün." (Yarın, Mart 1982)
-Veysel Öngören