Her gözlem bir hikâyedir aslında. Gözlerimiz gördüğü sürece yazacak, anlatacak bir şeylerimiz hep olacaktır... Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman neşeli, ancak her ne kadar bir "kızıl elma düşü" denilse de, hayatın kendisi kadar gerçektir hikâyeler... Kadriye Emir'in kaleme aldığı "Hayatın Tekrarı Yok - Vurkaç Hikâyeleri" bu tespite iyi bir örnek. Emir, cümleleri nakış gibi işlediği hikâyelerinde yıllar yılı gözlemlediği kişilerin, olayların ve mekânların etrafında dolaşarak ulaşıyor okuyucusuna. Kadriye Emir, sıcak ve samimi bir üslupla kaleme aldığı hikâyelerinde kimi zaman vefasızlıklara, kimi zaman hayal kırıklıklarına kimi zaman ise mutluluğun yaşanmışlıklarına dem vuruyor...
"Hayatın Tekrarı Yok – Vurkaç Hikayeleri", çarpıp giden zamanların peşinden gitmek isteyenlerin ellerinden bırakamayacakları bir kitap.
Her gözlem bir hikâyedir aslında. Gözlerimiz gördüğü sürece yazacak, anlatacak bir şeylerimiz hep olacaktır... Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman neşeli, ancak her ne kadar bir "kızıl elma düşü" denilse de, hayatın kendisi kadar gerçektir hikâyeler... Kadriye Emir'in kaleme aldığı "Hayatın Tekrarı Yok - Vurkaç Hikâyeleri" bu tespite iyi bir örnek. Emir, cümleleri nakış gibi işlediği hikâyelerinde yıllar yılı gözlemlediği kişilerin, olayların ve mekânların etrafında dolaşarak ulaşıyor okuyucusuna. Kadriye Emir, sıcak ve samimi bir üslupla kaleme aldığı hikâyelerinde kimi zaman vefasızlıklara, kimi zaman hayal kırıklıklarına kimi zaman ise mutluluğun yaşanmışlıklarına dem vuruyor...
"Hayatın Tekrarı Yok – Vurkaç Hikayeleri", çarpıp giden zamanların peşinden gitmek isteyenlerin ellerinden bırakamayacakları bir kitap.