İnsanın en büyük yanılgısı kendini diğer canlı türlerinden daha üstün görmesidir.
Akıl yürütme, yaratıcılık ve özellikle hayalgücü gibi gelişmiş yetilerini dünyaya hükmetme araçlarına dönüştürerek köreltmiş, bunun sonucu olarak da yaşam skalasındaki doğal yerini yitirmiştir. O artık etkin değil tepkiseldir, karşıtlıklar üretmeden kendi gücünü (aslında güçsüzlüğünü) hissedemez, o artık iktidar bağımlısı, akışsız, yaşamasız, kendisine kapatılmış, erk sahibi bir köledir. Doğanın ahengini bozmuş, bireysel özgürlükleri hiçe saydığı ölçüde toplumsal bölüşmeyi de sakatlamaktan geri durmamıştır. İşte bu yüzden, Massumi'nin bütün kitap boyunca göstermeye çalıştığı gibi, hayvanlardan (bitkilerden de) politika hakkında öğreneceği çok şey vardır.
Kendimizi geri kazanmanın yolu, kapatıldığımız kimliklerden yakamızı kurtarıp yeni özgürlük alanları inşa etmekten geçiyor.
İnsanın en büyük yanılgısı kendini diğer canlı türlerinden daha üstün görmesidir.
Akıl yürütme, yaratıcılık ve özellikle hayalgücü gibi gelişmiş yetilerini dünyaya hükmetme araçlarına dönüştürerek köreltmiş, bunun sonucu olarak da yaşam skalasındaki doğal yerini yitirmiştir. O artık etkin değil tepkiseldir, karşıtlıklar üretmeden kendi gücünü (aslında güçsüzlüğünü) hissedemez, o artık iktidar bağımlısı, akışsız, yaşamasız, kendisine kapatılmış, erk sahibi bir köledir. Doğanın ahengini bozmuş, bireysel özgürlükleri hiçe saydığı ölçüde toplumsal bölüşmeyi de sakatlamaktan geri durmamıştır. İşte bu yüzden, Massumi'nin bütün kitap boyunca göstermeye çalıştığı gibi, hayvanlardan (bitkilerden de) politika hakkında öğreneceği çok şey vardır.
Kendimizi geri kazanmanın yolu, kapatıldığımız kimliklerden yakamızı kurtarıp yeni özgürlük alanları inşa etmekten geçiyor.