1. CİLT
Beşer, Ğayb ve Mucize Bağlamında
Her peygamber Yüce Allah'ın kendisine çizmiş olduğu daire içerisinde hareket etmiş, talep edilenleri bu daire çerçevesinde değerlendirmiş, bunun dışında kalanları ise reddetmiştir. İnsanlardaki aşırılığa eğilim, sevdiğini olduğundan farklı algılama ve anlatma sapkınlığı, farklı peygamber algılarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı dönemde zihinsel sapmaların ve yanlış eğilimlerin: ‘‘Ben ancak rasûl olarak gönderilen bir beşerim'' diyerek önüne geçmeye çalışmış ve insanların vahyin sınırları içerisinde kalması için mücadele etmiştir. Onun beşerîlikten uzaklaştırılarak model alınamaz konuma getirilmeye çalışılması, ona ve davasına hizmet etmekten uzaktır. Bu sebeple Allah Rasûlü'nün, Kur'ân çerçevesinde algılanması ve olağanüstülüklerin ise ihtiyatla karşılanması, onun hayat felsefesini daha anlamlı hale getirecektir. İlmî ve akademik üslupla kaleme alınan bu eser, Hz. Peygamber'in doğru algılanmasını amaçlamaktadır.
2. CİLT
Mekke Dönemi
İslâm Peygamber'ini vahyin açık öğretileri dışında algılama çabası kaçınılmaz olarak yanlış anlamalara yol açacaktır. Bu da ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Numune-i İmtisal olarak insanlığa gönderilmiş olan Hz. Peygamber'in örnek alınamaz konuma indirgenmesi / yüceltilmesi doğru bir yaklaşım değildir ve bu tür rivayetler/bilgiler de ihtiyatla karşılanmalıdır. Bir beşer olarak tarihin belli bir döneminde yaşamış olan Allah Rasûlü'nü insanların anlayabileceği, örnek alabileceği ve model kabul edebileceği şekilde sunmak vahyin öğretisine daha uygundur. Bu çalışma vahyin sınırları çerçevesinde bir peygamber algısını ortaya koymak için yola çıkmıştır. Yanlış peygamber algılarını Kur'ânî düzlemde ifade etme eylemi, onu itibarsızlaştırmak şeklinde asla algılanmamalıdır. Onu doğru anlamanın amacı, savunduğu ve uyguladığı temel ilke ve prensipleri hayatın her alanına yansıtmak olmalıdır. Bu bağlamda efsanevî anlatımların sıkça görüldüğü Mekke döneminde meydana gelen olayları ilmî ve akademik üslup çerçevesinde vahiy, tarihsel bağlam, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek ele almayı amaç edinmiş olan bu eser, onun doğru anlaşılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.
3. CİLT
Medine Dönemi
İslâm Peygamber'ini yüceltmek için vahiyle, tarihsel bağlamla, akıl ve mantık kurallarıyla çelişen hadiselerle bir peygamber inşasına çalışmak, ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Hiç kimsenin Rasûlüllah'ı örnek alınamaz konumda sunmaya hakkı ve yetkisi de yoktur; ayrıca, ona izafe edilen aşırı yüceltmeci yaklaşımları ve anlatıları ihtiyatla karşılamak cesur yürekli bir harekettir. Allah Rasûlü'nü vahyin sınırları çerçevesinde sunmaya çalışarak bir peygamber algısının oluşması için mücadele etmek, kınanacak bir hareket değildir. Her şeye rağmen tarihin belli bir döneminde yaşamış olan Rasûlüllah'ı insanların anlayacağı, örnek alabileceği ve model kabul edebileceği şekilde takdim etmek erdemli bir eylemdir. Hz. Peygamber'i vahiy çerçevesinde anlatmaya çalışmak, eksikliklerini ortaya çıkararak onu itibarsızlaştırmak şeklinde asla algılanmamalıdır. İki milyon kilometre kareye yaklaşan sahada kurulu bir devleti idare eden Hz. Peygamber'in başarısında üstün ahlak sahibi, merhametli, mütevazı, sabırlı, affedici, hoşgörülü ve adaletli olması gibi özellikler etkili olmuştur. İlmî ve akademik üslupla kaleme alınan bu eser, Hz. Peygamber'in doğru algılanmasını amaçlamaktadır.
1. CİLT
Beşer, Ğayb ve Mucize Bağlamında
Her peygamber Yüce Allah'ın kendisine çizmiş olduğu daire içerisinde hareket etmiş, talep edilenleri bu daire çerçevesinde değerlendirmiş, bunun dışında kalanları ise reddetmiştir. İnsanlardaki aşırılığa eğilim, sevdiğini olduğundan farklı algılama ve anlatma sapkınlığı, farklı peygamber algılarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı dönemde zihinsel sapmaların ve yanlış eğilimlerin: ‘‘Ben ancak rasûl olarak gönderilen bir beşerim'' diyerek önüne geçmeye çalışmış ve insanların vahyin sınırları içerisinde kalması için mücadele etmiştir. Onun beşerîlikten uzaklaştırılarak model alınamaz konuma getirilmeye çalışılması, ona ve davasına hizmet etmekten uzaktır. Bu sebeple Allah Rasûlü'nün, Kur'ân çerçevesinde algılanması ve olağanüstülüklerin ise ihtiyatla karşılanması, onun hayat felsefesini daha anlamlı hale getirecektir. İlmî ve akademik üslupla kaleme alınan bu eser, Hz. Peygamber'in doğru algılanmasını amaçlamaktadır.
2. CİLT
Mekke Dönemi
İslâm Peygamber'ini vahyin açık öğretileri dışında algılama çabası kaçınılmaz olarak yanlış anlamalara yol açacaktır. Bu da ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Numune-i İmtisal olarak insanlığa gönderilmiş olan Hz. Peygamber'in örnek alınamaz konuma indirgenmesi / yüceltilmesi doğru bir yaklaşım değildir ve bu tür rivayetler/bilgiler de ihtiyatla karşılanmalıdır. Bir beşer olarak tarihin belli bir döneminde yaşamış olan Allah Rasûlü'nü insanların anlayabileceği, örnek alabileceği ve model kabul edebileceği şekilde sunmak vahyin öğretisine daha uygundur. Bu çalışma vahyin sınırları çerçevesinde bir peygamber algısını ortaya koymak için yola çıkmıştır. Yanlış peygamber algılarını Kur'ânî düzlemde ifade etme eylemi, onu itibarsızlaştırmak şeklinde asla algılanmamalıdır. Onu doğru anlamanın amacı, savunduğu ve uyguladığı temel ilke ve prensipleri hayatın her alanına yansıtmak olmalıdır. Bu bağlamda efsanevî anlatımların sıkça görüldüğü Mekke döneminde meydana gelen olayları ilmî ve akademik üslup çerçevesinde vahiy, tarihsel bağlam, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek ele almayı amaç edinmiş olan bu eser, onun doğru anlaşılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.
3. CİLT
Medine Dönemi
İslâm Peygamber'ini yüceltmek için vahiyle, tarihsel bağlamla, akıl ve mantık kurallarıyla çelişen hadiselerle bir peygamber inşasına çalışmak, ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Hiç kimsenin Rasûlüllah'ı örnek alınamaz konumda sunmaya hakkı ve yetkisi de yoktur; ayrıca, ona izafe edilen aşırı yüceltmeci yaklaşımları ve anlatıları ihtiyatla karşılamak cesur yürekli bir harekettir. Allah Rasûlü'nü vahyin sınırları çerçevesinde sunmaya çalışarak bir peygamber algısının oluşması için mücadele etmek, kınanacak bir hareket değildir. Her şeye rağmen tarihin belli bir döneminde yaşamış olan Rasûlüllah'ı insanların anlayacağı, örnek alabileceği ve model kabul edebileceği şekilde takdim etmek erdemli bir eylemdir. Hz. Peygamber'i vahiy çerçevesinde anlatmaya çalışmak, eksikliklerini ortaya çıkararak onu itibarsızlaştırmak şeklinde asla algılanmamalıdır. İki milyon kilometre kareye yaklaşan sahada kurulu bir devleti idare eden Hz. Peygamber'in başarısında üstün ahlak sahibi, merhametli, mütevazı, sabırlı, affedici, hoşgörülü ve adaletli olması gibi özellikler etkili olmuştur. İlmî ve akademik üslupla kaleme alınan bu eser, Hz. Peygamber'in doğru algılanmasını amaçlamaktadır.