...Akşam saat dokuz olmuştu. Yüzünde üzgün bir ifade olan küçük bir kız, Lozan istasyonunda trenden indi... Koltuğunun altına bir keman kutusu koymuş, çok büyük bir bavulu da, sıkı sıkıya elinde tutuyordu. Bavulun alt kenarıyla, paltosunun eteği aynı hizadaydı. Açık duran vagonun penceresinden uzanarak, cesaret verici sözler söyleyen Klara'dan, gözlerini ayıramıyordu. Klara, en sonunda: “Zamanla her şeyi göreceksin, Heidi!” dedi. “Okulda her gün eğleneceksin... Orada dans dersleri de var... Belki de, mösyö Lönuvar hâlâ oradadır... Daima: ‘Rica ederim! Kuş kadar hafif olmalısınız! Hareketlerinize tatlılık ve zarafet hâkim olmalı!' derdi. Bu sözleri, bir ders boyunca, yüzlerce defa tekrarlardı...
...Akşam saat dokuz olmuştu. Yüzünde üzgün bir ifade olan küçük bir kız, Lozan istasyonunda trenden indi... Koltuğunun altına bir keman kutusu koymuş, çok büyük bir bavulu da, sıkı sıkıya elinde tutuyordu. Bavulun alt kenarıyla, paltosunun eteği aynı hizadaydı. Açık duran vagonun penceresinden uzanarak, cesaret verici sözler söyleyen Klara'dan, gözlerini ayıramıyordu. Klara, en sonunda: “Zamanla her şeyi göreceksin, Heidi!” dedi. “Okulda her gün eğleneceksin... Orada dans dersleri de var... Belki de, mösyö Lönuvar hâlâ oradadır... Daima: ‘Rica ederim! Kuş kadar hafif olmalısınız! Hareketlerinize tatlılık ve zarafet hâkim olmalı!' derdi. Bu sözleri, bir ders boyunca, yüzlerce defa tekrarlardı...