Çuvaşça ilk kez 1730 yılında, Philip Johann von Strahlenberg'in 28 kelimeden oluşan söz listesi ile kayıt altına alınmıştır. Modern Çuvaşçanın başlangıcı için esas alınan Ekim İhtilali'ne kadar geçen yaklaşık iki asırlık zaman zarfında gramer, sözlük, dinî metin çevirisi gibi türlerde çeşitli yayınlar yapılmış, böylelikle Çuvaşçanın tarihsel dil malzemesi zenginleşmiştir. Türk dili araştırmalarının yanı sıra Altay dil araştırmaları için de vazgeçilmez olan Çuvaşçaya atfedilen önem göz önüne alındığında, söz konusu tarihsel malzeme daha kıymetli hâle gelmektedir. Ekim İhtilali öncesinde yayımlanan eserleri, yalnızca yazılı dilin şekillenmesi yolundaki deneyimler olarak göremeyiz. İlgili tarihsel dil malzemesinin büyük bir kısmı, Çuvaş yazı dilinin henüz standartlaşmadığı ortamda yazılmışlar ya da kayıt altına alınmışlardı. Bu nedenle de Çuvaşçanınfarklı diyalektlerine ait söz varlığını ve dil özelliklerini bu metinlerde tanıklamak mümkündür. Tarihsel diyalektoloji çalışmaları için son derece önemli olan bu malzemenin incelenerek yayımlanması, yalnızca Çuvaşça için değil, Orta-İdil'de yaşayan Türk ya da Fin-Ugor kökenli halkların tarihî dilbilimi için de önemli katkılar sunacaktır.
Çuvaşça ilk kez 1730 yılında, Philip Johann von Strahlenberg'in 28 kelimeden oluşan söz listesi ile kayıt altına alınmıştır. Modern Çuvaşçanın başlangıcı için esas alınan Ekim İhtilali'ne kadar geçen yaklaşık iki asırlık zaman zarfında gramer, sözlük, dinî metin çevirisi gibi türlerde çeşitli yayınlar yapılmış, böylelikle Çuvaşçanın tarihsel dil malzemesi zenginleşmiştir. Türk dili araştırmalarının yanı sıra Altay dil araştırmaları için de vazgeçilmez olan Çuvaşçaya atfedilen önem göz önüne alındığında, söz konusu tarihsel malzeme daha kıymetli hâle gelmektedir. Ekim İhtilali öncesinde yayımlanan eserleri, yalnızca yazılı dilin şekillenmesi yolundaki deneyimler olarak göremeyiz. İlgili tarihsel dil malzemesinin büyük bir kısmı, Çuvaş yazı dilinin henüz standartlaşmadığı ortamda yazılmışlar ya da kayıt altına alınmışlardı. Bu nedenle de Çuvaşçanınfarklı diyalektlerine ait söz varlığını ve dil özelliklerini bu metinlerde tanıklamak mümkündür. Tarihsel diyalektoloji çalışmaları için son derece önemli olan bu malzemenin incelenerek yayımlanması, yalnızca Çuvaşça için değil, Orta-İdil'de yaşayan Türk ya da Fin-Ugor kökenli halkların tarihî dilbilimi için de önemli katkılar sunacaktır.