Yorum, köken bakımından aracılık ilişkisinden, farklı dillerin konuşucuları arasındaki aracılık etme fonksiyonundan doğmuştur; yani, o kaynağında mütercimle ilgilidir ve daha sonra, anlaşılması zor metinlerin şifresinin çözülmesine dönüşmüştür. Ve dilin merkezi konumundaki aracılığının kendisini, önceden belirlenmiş anlamıyla felsefi bilince sunma yolunda yorum, felsefede anahtar bir konum elde etmiştir. Kavramın mesleki hayatı Nietzsche ile başlamış ve bütün bir pozitivizme meydan okumaya dönüşmüştür.
Kendisinden yola çıkılarak kesin başlama noktasının, tümelin, yasanın, kuralın aranabileceği veya dolayısıyla keşfedilebileceği belirli birşey var mıdır? Dünya ile insan arasındaki tam aracılığın asla bütünüyle kurulamamasını sağlayan şey yorumdur.
Bütün bilginin temeli olarak tezler üzerinde kesin uzlaşmaya inanç yada Protokollsatze, Viyana Çevresi'nde bile varlığını sürdüremedi. Doğa bilimleri alanında dahi, bilimsel bilginin temellendirilmesi, "veri" sayılan şeyin yorumdan koparılamaması gerçeğinin hermeneutik sonuçlarından kaçılamaz.
Yorum, köken bakımından aracılık ilişkisinden, farklı dillerin konuşucuları arasındaki aracılık etme fonksiyonundan doğmuştur; yani, o kaynağında mütercimle ilgilidir ve daha sonra, anlaşılması zor metinlerin şifresinin çözülmesine dönüşmüştür. Ve dilin merkezi konumundaki aracılığının kendisini, önceden belirlenmiş anlamıyla felsefi bilince sunma yolunda yorum, felsefede anahtar bir konum elde etmiştir. Kavramın mesleki hayatı Nietzsche ile başlamış ve bütün bir pozitivizme meydan okumaya dönüşmüştür.
Kendisinden yola çıkılarak kesin başlama noktasının, tümelin, yasanın, kuralın aranabileceği veya dolayısıyla keşfedilebileceği belirli birşey var mıdır? Dünya ile insan arasındaki tam aracılığın asla bütünüyle kurulamamasını sağlayan şey yorumdur.
Bütün bilginin temeli olarak tezler üzerinde kesin uzlaşmaya inanç yada Protokollsatze, Viyana Çevresi'nde bile varlığını sürdüremedi. Doğa bilimleri alanında dahi, bilimsel bilginin temellendirilmesi, "veri" sayılan şeyin yorumdan koparılamaması gerçeğinin hermeneutik sonuçlarından kaçılamaz.