Halisane niyetlerle çıktığımız bu yolda, derdimiz gönüllere misafir olmaktır. Amacımız gözü olup görmeyen, kulağı olup işitmeyen, dili olup hakkı konuşmayan toplumumuza, unuttuğu ve kaybettiği değerleri dilimiz döndüğünce anlatmaktır. Günümüzde yaptığımız birçok hataya farklı bir pencereden bakmamızı sağlamaktır. Peşine düştüğümüz dünyevi varlıkların etkisinde kalarak, varlık sebebimizi unutan bizlere bir nebze de olsa dur demektir niyetimiz. Sonuç olarak bizler misafir olarak geldik, kalıcı değiliz. Şu çok heves ettiğimiz dünya aslında yol üzerinde bir ağaç gölgesinden ibarettir. Yaşadığımız hayat ise burada beş dakika verilen molaya benzer.
Velhasılıkelam varlık sebebini unutan insanoğlunun içine düştüğü acziyete dikkat çekmek istedik. İstedik ki birer “Hiç” olduğumuzu bilelim. Hiç olmaya gayret edelim. Makamlar, mevkiler, rütbeler hepsi birer hikayeden ibaret, geride hoş bir seda bırakalım yeter. Günümüzde hiç kimse hayatından memnun değil, hep bir şeylerden şikayet eder olduk. Eskiye duyulan özlem had safhada. Neden böyle olduk, neleri kaybettik veya neler yapabiliriz sorgulayan yok. Suçu başka yerde aramayalım. Ne yaptıysak kendi ellerimizle ve düşüncelerimizle yaptık.
Yönümüzü nereye dönersek dönelim, samimiyetten yoksun, taklit meraklısı ve geçmişinden ders çıkarmayanlarla karşılaşıyoruz. Kibir Kaf dağını aştı. Kimse kimseyi beğenmiyor. Yaratılanı, yaratandan ötürü seven bir toplumdan, birbirinden nefret eden ve haset sahibi topluma döndük. Fitne tohumları ektik dört bir yana. Tüm değerlerimizi yok ettik fütursuzca. Özenti en büyük alışkanlığımız oldu. İnsanlarımız benlik sevdasının peşinde ömrünü tüketmekte.
İşte tüm bu sebeplerden ötürü birkaç kelam etmek istedik. Heybemizde biriken ne varsa sizlerle paylaşmak istedik. Sürçü lisan ettiysek şimdiden affınıza sığınıyorum
Saygı ve muhabbetlerimle…
Halisane niyetlerle çıktığımız bu yolda, derdimiz gönüllere misafir olmaktır. Amacımız gözü olup görmeyen, kulağı olup işitmeyen, dili olup hakkı konuşmayan toplumumuza, unuttuğu ve kaybettiği değerleri dilimiz döndüğünce anlatmaktır. Günümüzde yaptığımız birçok hataya farklı bir pencereden bakmamızı sağlamaktır. Peşine düştüğümüz dünyevi varlıkların etkisinde kalarak, varlık sebebimizi unutan bizlere bir nebze de olsa dur demektir niyetimiz. Sonuç olarak bizler misafir olarak geldik, kalıcı değiliz. Şu çok heves ettiğimiz dünya aslında yol üzerinde bir ağaç gölgesinden ibarettir. Yaşadığımız hayat ise burada beş dakika verilen molaya benzer.
Velhasılıkelam varlık sebebini unutan insanoğlunun içine düştüğü acziyete dikkat çekmek istedik. İstedik ki birer “Hiç” olduğumuzu bilelim. Hiç olmaya gayret edelim. Makamlar, mevkiler, rütbeler hepsi birer hikayeden ibaret, geride hoş bir seda bırakalım yeter. Günümüzde hiç kimse hayatından memnun değil, hep bir şeylerden şikayet eder olduk. Eskiye duyulan özlem had safhada. Neden böyle olduk, neleri kaybettik veya neler yapabiliriz sorgulayan yok. Suçu başka yerde aramayalım. Ne yaptıysak kendi ellerimizle ve düşüncelerimizle yaptık.
Yönümüzü nereye dönersek dönelim, samimiyetten yoksun, taklit meraklısı ve geçmişinden ders çıkarmayanlarla karşılaşıyoruz. Kibir Kaf dağını aştı. Kimse kimseyi beğenmiyor. Yaratılanı, yaratandan ötürü seven bir toplumdan, birbirinden nefret eden ve haset sahibi topluma döndük. Fitne tohumları ektik dört bir yana. Tüm değerlerimizi yok ettik fütursuzca. Özenti en büyük alışkanlığımız oldu. İnsanlarımız benlik sevdasının peşinde ömrünü tüketmekte.
İşte tüm bu sebeplerden ötürü birkaç kelam etmek istedik. Heybemizde biriken ne varsa sizlerle paylaşmak istedik. Sürçü lisan ettiysek şimdiden affınıza sığınıyorum
Saygı ve muhabbetlerimle…