“Amerikan edebiyatının sessiz devlerinden.”
Los angeles times book review
“Davis özbilinç konusunda adeta bir sihirbaz.
Sayfaya düşen kelimelerin hakkını böylesine verenbir yazar günümüzde az bulunur.”
Jonathan Franzen
Hikâyenin Sonu Amerikan edebiyatının sessiz devlerinden, 2013 yılında Man Booker Ödülü'ne layık görülen öykücü, denemeci ve Proust çevirmeni Lydia Davis'in ilk romanı.
Her şey, unutamadığı erkek arkadaşını zihninde ve sokaklarda aramaktan yorgun düşen bir yazara, uzak bir şehirdeki kitabevinde bir fincan çay ikram edilmesiyle başlar. Bu, yazdıklarına bir başlangıç ve son arayan bir yazarın, hikâyesinin başı ve belki de sonudur.
Adının çoğu zaman yittiği, yalnızca “O” olarak anılan bir adamın zaman parçalarına, her satıra, her uykusuzluğa ve uyanıklığa sızdığı bir anlatı Hikâyenin Sonu. Yazma uğraşının yaşama uğraşına karıştığı, arayışın ve vazgeçişin anlatısı. Geçmişin kırılgan yapısıyla birlikte, kendini dönüştürmeye, anlayış ve algıyı tekrar gözden geçirmeye muktedir olan sevmenin etkilerini ve olanaklarını ortaya seren bir roman.
“Bir yazarın, insanlar ile görünüşleri arasındaki mesafeyi nasıl da sabırla açtığını görmek için Lydia Davis okursunuz; mesafeyi önce iki katına çıkarır, sonra dört katına, sekiz katına, on altı katına, ardından sonsuzluğa…” -Zach Baron, The Village Voice
“Amerikan edebiyatının sessiz devlerinden.”
Los angeles times book review
“Davis özbilinç konusunda adeta bir sihirbaz.
Sayfaya düşen kelimelerin hakkını böylesine verenbir yazar günümüzde az bulunur.”
Jonathan Franzen
Hikâyenin Sonu Amerikan edebiyatının sessiz devlerinden, 2013 yılında Man Booker Ödülü'ne layık görülen öykücü, denemeci ve Proust çevirmeni Lydia Davis'in ilk romanı.
Her şey, unutamadığı erkek arkadaşını zihninde ve sokaklarda aramaktan yorgun düşen bir yazara, uzak bir şehirdeki kitabevinde bir fincan çay ikram edilmesiyle başlar. Bu, yazdıklarına bir başlangıç ve son arayan bir yazarın, hikâyesinin başı ve belki de sonudur.
Adının çoğu zaman yittiği, yalnızca “O” olarak anılan bir adamın zaman parçalarına, her satıra, her uykusuzluğa ve uyanıklığa sızdığı bir anlatı Hikâyenin Sonu. Yazma uğraşının yaşama uğraşına karıştığı, arayışın ve vazgeçişin anlatısı. Geçmişin kırılgan yapısıyla birlikte, kendini dönüştürmeye, anlayış ve algıyı tekrar gözden geçirmeye muktedir olan sevmenin etkilerini ve olanaklarını ortaya seren bir roman.
“Bir yazarın, insanlar ile görünüşleri arasındaki mesafeyi nasıl da sabırla açtığını görmek için Lydia Davis okursunuz; mesafeyi önce iki katına çıkarır, sonra dört katına, sekiz katına, on altı katına, ardından sonsuzluğa…” -Zach Baron, The Village Voice