Hint-Avrupalıların kökenleri üzerine şimdiye dek yapılmış araştırmalardan farklı olarak, bu kültüre dair arkeolojik bulguların mitik bir yaşam alanı ve dilbilimsel etkileşimler ağında yeniden çözümlendiği en bütünlüklü yapıtlardan biri. Bugün içinde yaşadığımız dilsel evrenin tüm öncüllerini asıl kaynağına dek izleyen Mallory, sadece bir kültür evreninin etimolojik soyağacını çıkarmakla kalmıyor, tüm koşut etkilerin orta yerinde 'kültürlerarasılık' ve 'kültürel/dilsel aktarım' gibi kavramsal yoğunlukta tartışmalara yeni bir ufuk da açıyor. Avrupa ve Asya'da yaşayan Hint-Avrupalı halkların bir taraftan dilbilimsel veriler öte yandan arkeolojik bulgular ve karşılaştırmalı mitoloji yöntemiyle çözümlendiği yapıt, 'anayurt' ve 'tarihsel miras' gibi temel çıkış noktalarını tüm olasılıklar ışığında yeniden gözden geçiriyor. Yeryüzünün şaşırtıcı derecede büyük bir kısmını baştan sona kat eden bir dil değişkesinin çok katmanlı ve çok yönlü öyküsü.
Hint-Avrupalıların kökenleri üzerine şimdiye dek yapılmış araştırmalardan farklı olarak, bu kültüre dair arkeolojik bulguların mitik bir yaşam alanı ve dilbilimsel etkileşimler ağında yeniden çözümlendiği en bütünlüklü yapıtlardan biri. Bugün içinde yaşadığımız dilsel evrenin tüm öncüllerini asıl kaynağına dek izleyen Mallory, sadece bir kültür evreninin etimolojik soyağacını çıkarmakla kalmıyor, tüm koşut etkilerin orta yerinde 'kültürlerarasılık' ve 'kültürel/dilsel aktarım' gibi kavramsal yoğunlukta tartışmalara yeni bir ufuk da açıyor. Avrupa ve Asya'da yaşayan Hint-Avrupalı halkların bir taraftan dilbilimsel veriler öte yandan arkeolojik bulgular ve karşılaştırmalı mitoloji yöntemiyle çözümlendiği yapıt, 'anayurt' ve 'tarihsel miras' gibi temel çıkış noktalarını tüm olasılıklar ışığında yeniden gözden geçiriyor. Yeryüzünün şaşırtıcı derecede büyük bir kısmını baştan sona kat eden bir dil değişkesinin çok katmanlı ve çok yönlü öyküsü.