Lower, Yahudi Soykırımı üzerine yirmi yıllık arşiv ve saha araştırmaları tecrübesini, Sovyet sonrası belgelere erişim ve Alman tanıklarla röportaj yapma imkânını kullanarak bu kadınların birer "masa başı katili" olmakla ya da cani ruhlu Alman erkeklerini teselli etmekle kalmadıklarını ispatlayan çarpıcı kanıtlar sunuyor. Bu kadınlar çılgınca yağmaladılar ve Polonya, Ukrayna ve Belarus'taki gettolarda Yahudilere gaddarca muamele ettiler. Ölüm tarlası pikniklerine katıldılar, yalnızca yiyecek içecek servisi yapmakla kalmadılar, sırası gelince toplu infazlarda silah kullandılar. Lower, belki de en dehşet vericisi, kendileri de çocuk sahibi olan, en az tarihteki benzer kadın vahşeti örnekleri kadar tüyler ürpertici nitelikteki SS eşlerinin hikâyelerini ortaya çıkartıyor.
Bu hikâyelerin en çarpıcılarından olan üst rütbeli bir SS subayıyla evli 23 yaşındaki Erna Petri'nin hikâyesi... Ev kadını Petri, alışverişten dönerken birbirlerine sarılmış ve yarı çıplak halde yol kenarındaki bir çalılığın arasına gizlenmiş 6 çocuğa rastlar. Genç kadın, Yahudi toplama kampından kaçtıkları belli olan çocukları evine götürür. Kendisi de iki çocuk sahibi olan Petri çocukların karnını doyurduktan ve onları giydirdikten sonra ormana götürüp bir çukurun önünde sıraya dizer. Petri, en büyüğü 12 yaşında olan 6 çocuğu, enselerine birer kurşun sıkarak soğukkanlılıkla öldürür ve evine döner. Erna Petri gibi ev kadınlarının yanı sıra görevleri "soyları bozuk" olarak nitelendirdikleri insanları katletmek olan kadınlar da kitabın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu grubun en çarpıcı örneklerinden biri de hemşire Pauline Kneissler. Kneissler çalıştığı Grafeneck Castle adlı "ötanazi hastanesinde" günde ortalama 70 fiziksel ya da zihinsel engelli insanı, canının istediği gibi öldürür. Kitabın yazarı Wendy Lower soykırımın sadece erkeklere atfedilemeyeceğini, Nazi Almanya'sında bu insanlık suçuna bizzat katılmış ya da sessiz kalarak ortak olmuş yarım milyon kadının bulunduğunu söylüyor.
Hitler'in Şirret Kadınları, en derin inançlarımızı zorlayacak: Kadınlar da soykırım yapabilir ve kanıtları yetmiş yıl gizlemek mümkündür. Siz de o dönemi merak edenlerdenseniz bu kitapla birçok gerçek gözlerinizin önüne serilecek...
Lower, Yahudi Soykırımı üzerine yirmi yıllık arşiv ve saha araştırmaları tecrübesini, Sovyet sonrası belgelere erişim ve Alman tanıklarla röportaj yapma imkânını kullanarak bu kadınların birer "masa başı katili" olmakla ya da cani ruhlu Alman erkeklerini teselli etmekle kalmadıklarını ispatlayan çarpıcı kanıtlar sunuyor. Bu kadınlar çılgınca yağmaladılar ve Polonya, Ukrayna ve Belarus'taki gettolarda Yahudilere gaddarca muamele ettiler. Ölüm tarlası pikniklerine katıldılar, yalnızca yiyecek içecek servisi yapmakla kalmadılar, sırası gelince toplu infazlarda silah kullandılar. Lower, belki de en dehşet vericisi, kendileri de çocuk sahibi olan, en az tarihteki benzer kadın vahşeti örnekleri kadar tüyler ürpertici nitelikteki SS eşlerinin hikâyelerini ortaya çıkartıyor.
Bu hikâyelerin en çarpıcılarından olan üst rütbeli bir SS subayıyla evli 23 yaşındaki Erna Petri'nin hikâyesi... Ev kadını Petri, alışverişten dönerken birbirlerine sarılmış ve yarı çıplak halde yol kenarındaki bir çalılığın arasına gizlenmiş 6 çocuğa rastlar. Genç kadın, Yahudi toplama kampından kaçtıkları belli olan çocukları evine götürür. Kendisi de iki çocuk sahibi olan Petri çocukların karnını doyurduktan ve onları giydirdikten sonra ormana götürüp bir çukurun önünde sıraya dizer. Petri, en büyüğü 12 yaşında olan 6 çocuğu, enselerine birer kurşun sıkarak soğukkanlılıkla öldürür ve evine döner. Erna Petri gibi ev kadınlarının yanı sıra görevleri "soyları bozuk" olarak nitelendirdikleri insanları katletmek olan kadınlar da kitabın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu grubun en çarpıcı örneklerinden biri de hemşire Pauline Kneissler. Kneissler çalıştığı Grafeneck Castle adlı "ötanazi hastanesinde" günde ortalama 70 fiziksel ya da zihinsel engelli insanı, canının istediği gibi öldürür. Kitabın yazarı Wendy Lower soykırımın sadece erkeklere atfedilemeyeceğini, Nazi Almanya'sında bu insanlık suçuna bizzat katılmış ya da sessiz kalarak ortak olmuş yarım milyon kadının bulunduğunu söylüyor.
Hitler'in Şirret Kadınları, en derin inançlarımızı zorlayacak: Kadınlar da soykırım yapabilir ve kanıtları yetmiş yıl gizlemek mümkündür. Siz de o dönemi merak edenlerdenseniz bu kitapla birçok gerçek gözlerinizin önüne serilecek...