Dua bütün dinlerde en önemli unsurlardan birisidir. Dünyanın her tarafında dua ve ibadet için inşa edilmiş muhteşem mabetler insanoğlunun sadece ferdî duaya değil toplu halde yapılan dualara da verdiği önemin bir şâhididir. Fakat aklın ve bilimin, dinin yerine geçmeye çalıştığı modern dönem insanın duaya hissettiği ihtiyacı ve bundan beklentilerini zayıflatmıştır. Ancak son dönemlerde yaşanan ruhî bunalımlar ve psikolojik krizler, insanoğlunun yaşadığı yalnızlık ve yabancılık hisleri onu tekrar Allah'a sığınmanın ve duanın önüne getirmiştir. Dolayısıyla dua günümüzde artık sadece ilahiyatçıların ilgilendiği bir saha olmaktan çıkıp ruh üzerinde bıraktığı pozitif etkilerden dolayı psikolog ve din psikologlarının, hatta hasta üzerinde bıraktığı olumlu etkilerden dolayı tıp araştırmacılarının da ilgilendiği bir konu olmuştur.
Duayı ibadetin beyni(özü) kabul eden İslam, hayatın her eyleminde müminlere okunacak dualar öğretmiştir. İslam'daki dua geleneği asıl olarak ayet ve hadislerde zikredilen dualara dayanmakta iken büyük velîler ve âriflerden rivayet olunan dualar da asırlar boyu okunmaya devam etmiş ve bunların faydaları tecrübe edilmiştir. Bunların belki de en meşhuru İmam Ebu'l Hasan Şâzelî'ye ait olan "Hızbu'l Bahr" duasıdır. Kazalardan belalardan korunmak, yolculukları güvenli bir şekilde gerçekleştirmek, rızık elde etmek, şeytan, cin ve düşmanların şerlerinden korunmak, sağlık sıhhat ve afiyet elde etmek ve genel olarak hayırlı şeyleri elde edip kötülükleri uzaklaştırmak gibi birçok konuda okunan bu duanın faydası tecrübe ile sabit olmuştur.
Eserde bu meşhur duanın Arapçası, Türkçe tercümesi birlikte verilmiştir. Aynı zamanda duadan elde edilecek faydanın daha fazla olması için, büyük mütefekkir, fıkıhçı ve sufi Şeyh Ahmed Zerrûk'un bu duanın yazılış gayesi, duanın özellikleri, okunma şartları ve içerdiği hakikatleri göstermek için duaya yazdığı şerhten bazı bölümler eklenerek eser zenginleştirilmiştir.
Asırlardır İslam coğrafyasının her bölgesinde okunması ondan elde edilen faydaların en büyük delilidir.
Dua bütün dinlerde en önemli unsurlardan birisidir. Dünyanın her tarafında dua ve ibadet için inşa edilmiş muhteşem mabetler insanoğlunun sadece ferdî duaya değil toplu halde yapılan dualara da verdiği önemin bir şâhididir. Fakat aklın ve bilimin, dinin yerine geçmeye çalıştığı modern dönem insanın duaya hissettiği ihtiyacı ve bundan beklentilerini zayıflatmıştır. Ancak son dönemlerde yaşanan ruhî bunalımlar ve psikolojik krizler, insanoğlunun yaşadığı yalnızlık ve yabancılık hisleri onu tekrar Allah'a sığınmanın ve duanın önüne getirmiştir. Dolayısıyla dua günümüzde artık sadece ilahiyatçıların ilgilendiği bir saha olmaktan çıkıp ruh üzerinde bıraktığı pozitif etkilerden dolayı psikolog ve din psikologlarının, hatta hasta üzerinde bıraktığı olumlu etkilerden dolayı tıp araştırmacılarının da ilgilendiği bir konu olmuştur.
Duayı ibadetin beyni(özü) kabul eden İslam, hayatın her eyleminde müminlere okunacak dualar öğretmiştir. İslam'daki dua geleneği asıl olarak ayet ve hadislerde zikredilen dualara dayanmakta iken büyük velîler ve âriflerden rivayet olunan dualar da asırlar boyu okunmaya devam etmiş ve bunların faydaları tecrübe edilmiştir. Bunların belki de en meşhuru İmam Ebu'l Hasan Şâzelî'ye ait olan "Hızbu'l Bahr" duasıdır. Kazalardan belalardan korunmak, yolculukları güvenli bir şekilde gerçekleştirmek, rızık elde etmek, şeytan, cin ve düşmanların şerlerinden korunmak, sağlık sıhhat ve afiyet elde etmek ve genel olarak hayırlı şeyleri elde edip kötülükleri uzaklaştırmak gibi birçok konuda okunan bu duanın faydası tecrübe ile sabit olmuştur.
Eserde bu meşhur duanın Arapçası, Türkçe tercümesi birlikte verilmiştir. Aynı zamanda duadan elde edilecek faydanın daha fazla olması için, büyük mütefekkir, fıkıhçı ve sufi Şeyh Ahmed Zerrûk'un bu duanın yazılış gayesi, duanın özellikleri, okunma şartları ve içerdiği hakikatleri göstermek için duaya yazdığı şerhten bazı bölümler eklenerek eser zenginleştirilmiştir.
Asırlardır İslam coğrafyasının her bölgesinde okunması ondan elde edilen faydaların en büyük delilidir.