"Biz" Hala "Biziz" Aslında! Kâşgarlı Mahmûd, Divânü Lügâti't Türk'te, günümüzde "il gider töre kalır" biçiminde söylenen bir nasihatte bulunur: Ülke terk edilir, ama töre terk edilmez! 11. yüzyılın henüz başlarında Kâşgar'da dünyaya gelen ve Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar, Türklerin yaşadığı geniş coğrafyayı "il, il" dolaşan Kâşgarlı Mahmûd'un tespitinin altını dolduran sosyolojik ve psikolojik olguların göçler, savaşlar, çatışma, ayaklanma ve kıyımlarla oluştuğu dikkate alınmalıdır. Alınmalıdır ki bu nasihatın, "vatan"ın "kolay terk edilebilir" olduğuna değil, "milletin" gittiği yeri vatan yapabilme kabiliyetine işaret ettiği anlaşılabilsin. Emevilerin Türk kıyımından ötürü üç asır boyunca "direndikleri" İslam'ı, Horasan'da sufi dervişlerden dinledikleri "gizemci" yorumu temel alarak yaşamaya başlayan bu Türkmenlerin en belirgin özelliği, eski inançlarını bütünüyle terk etmemeleri, sosyal yaşantılarıyla uyumlu Türkçe bir inanç sistemi inşa etmeleri ve Anadolu'ya "naif" bir kültür taşıyabilmiş olmalarıydı.
"Biz" Hala "Biziz" Aslında! Kâşgarlı Mahmûd, Divânü Lügâti't Türk'te, günümüzde "il gider töre kalır" biçiminde söylenen bir nasihatte bulunur: Ülke terk edilir, ama töre terk edilmez! 11. yüzyılın henüz başlarında Kâşgar'da dünyaya gelen ve Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar, Türklerin yaşadığı geniş coğrafyayı "il, il" dolaşan Kâşgarlı Mahmûd'un tespitinin altını dolduran sosyolojik ve psikolojik olguların göçler, savaşlar, çatışma, ayaklanma ve kıyımlarla oluştuğu dikkate alınmalıdır. Alınmalıdır ki bu nasihatın, "vatan"ın "kolay terk edilebilir" olduğuna değil, "milletin" gittiği yeri vatan yapabilme kabiliyetine işaret ettiği anlaşılabilsin. Emevilerin Türk kıyımından ötürü üç asır boyunca "direndikleri" İslam'ı, Horasan'da sufi dervişlerden dinledikleri "gizemci" yorumu temel alarak yaşamaya başlayan bu Türkmenlerin en belirgin özelliği, eski inançlarını bütünüyle terk etmemeleri, sosyal yaşantılarıyla uyumlu Türkçe bir inanç sistemi inşa etmeleri ve Anadolu'ya "naif" bir kültür taşıyabilmiş olmalarıydı.