Hoş Hallo (Yaşanmış Hikaye)

Stok Kodu:
9789754515893
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
120
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
30,00
9789754515893
720849
Hoş Hallo
Hoş Hallo (Yaşanmış Hikaye)
30.00

Hallo Dayı'nın ilginç bir hikâyesi. 1930'lu, 1940'lı yıllar. Köy hayatı. Her şeyi ile yokluk. Tarlalarda ekinler kalıçla biçiliyor. Okul yok. Öğretmen yok. Nüfusu çok olan köyde cami var, imam yok. Cuma günü. Köylüler cami önünde vakti bekliyor. Cumayı kıldıracak, cenazeyi kaldıracak hoca yok. Tam da böyle bir zamanda komşu köyden iki kişinin geldiği görülüyor. Köylüler birbirlerini tanıyorlar. Gelen iki kişiden biri Hallo dayıdır. Şaka yollu gülümsemeyle de olsa, Köyün güngörmüşlerinden Hasan emmi Hallo kirveye dönüp “Hallo kivra biz aramızda karar verdik. Seni köye hoca tutuk“ dedi. Hallo kirve böyle bir teklifin geleceğini hiç beklemiyordu. Önce şaşırdı. Onun için oldukça sürpriz olmuştu. Kendini birden toparlayıp oradakilere “Çivralar, benden hoca olmaz siz yanlış kapıyı çaldınız” diye cevap verdi. Köylüler hep birden “Niye hoca olmayacak senden? Bal gibi de olur dediler. Hallo dayı mecbur kaldı. Bildiği dualarla cumayı kıldırdı, cenazeyi kaldırdı. Bu işler Köylülerin çok hoşuna gitti. İş bitti. Hallo dayı köyüne dönmeye hazırlanırken kendisinden hoca olmayacağını tek tek anlatmaya başladı. “Çivralar, benden hoca olmaz çünkü ben adam vurdum” dedi. Köylülerden biri “vurdun da ne oldu” diye cevap verdi. “Vurduğun adam ölmedi ya” diye ilave etti. “Ayrıca da gittin 8 yıl mapis (mahpus) yattın. Cezanı da çektin” diyerek tamamladı. Hallo kirve “sadece o da değil çivralar, ben avrat da kaçırdım” dedi. Köylüler hep birden “kaçırdınsa kaçırdın, avrat kaçıran sadece sen misin ki? Aha burada bulunan cemaatten epeyi avrat kaçıran var” dediler. “Kaçırdığın avrat senin nikâhlı karın olduktan sonra kime ne” dediler. Hallo bu sefer de başka bir mazeretine geçti. “Tamam. Siz beni hoca tutsanız da beni Müftü kabul etmez ki” deyince köylülerin bir kaçı bastılar kalayı. “Müftü ne karışacakmış bizim işimize, senin hoca hakkını biz vereceğiz, müftü değil” dediler. Kendi gözünde bile böyle bir işe layık olmadığını söyleyen kişinin, halkın güvenmesi ile başlayan hayatı; kendisinde, çevresinde, bölgede ne gibi ilginç değişiklikler meydana getirmiş okuyalım, görelim.

Hallo Dayı'nın ilginç bir hikâyesi. 1930'lu, 1940'lı yıllar. Köy hayatı. Her şeyi ile yokluk. Tarlalarda ekinler kalıçla biçiliyor. Okul yok. Öğretmen yok. Nüfusu çok olan köyde cami var, imam yok. Cuma günü. Köylüler cami önünde vakti bekliyor. Cumayı kıldıracak, cenazeyi kaldıracak hoca yok. Tam da böyle bir zamanda komşu köyden iki kişinin geldiği görülüyor. Köylüler birbirlerini tanıyorlar. Gelen iki kişiden biri Hallo dayıdır. Şaka yollu gülümsemeyle de olsa, Köyün güngörmüşlerinden Hasan emmi Hallo kirveye dönüp “Hallo kivra biz aramızda karar verdik. Seni köye hoca tutuk“ dedi. Hallo kirve böyle bir teklifin geleceğini hiç beklemiyordu. Önce şaşırdı. Onun için oldukça sürpriz olmuştu. Kendini birden toparlayıp oradakilere “Çivralar, benden hoca olmaz siz yanlış kapıyı çaldınız” diye cevap verdi. Köylüler hep birden “Niye hoca olmayacak senden? Bal gibi de olur dediler. Hallo dayı mecbur kaldı. Bildiği dualarla cumayı kıldırdı, cenazeyi kaldırdı. Bu işler Köylülerin çok hoşuna gitti. İş bitti. Hallo dayı köyüne dönmeye hazırlanırken kendisinden hoca olmayacağını tek tek anlatmaya başladı. “Çivralar, benden hoca olmaz çünkü ben adam vurdum” dedi. Köylülerden biri “vurdun da ne oldu” diye cevap verdi. “Vurduğun adam ölmedi ya” diye ilave etti. “Ayrıca da gittin 8 yıl mapis (mahpus) yattın. Cezanı da çektin” diyerek tamamladı. Hallo kirve “sadece o da değil çivralar, ben avrat da kaçırdım” dedi. Köylüler hep birden “kaçırdınsa kaçırdın, avrat kaçıran sadece sen misin ki? Aha burada bulunan cemaatten epeyi avrat kaçıran var” dediler. “Kaçırdığın avrat senin nikâhlı karın olduktan sonra kime ne” dediler. Hallo bu sefer de başka bir mazeretine geçti. “Tamam. Siz beni hoca tutsanız da beni Müftü kabul etmez ki” deyince köylülerin bir kaçı bastılar kalayı. “Müftü ne karışacakmış bizim işimize, senin hoca hakkını biz vereceğiz, müftü değil” dediler. Kendi gözünde bile böyle bir işe layık olmadığını söyleyen kişinin, halkın güvenmesi ile başlayan hayatı; kendisinde, çevresinde, bölgede ne gibi ilginç değişiklikler meydana getirmiş okuyalım, görelim.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat