Demokrasi, ancak Hukuk Devleti'nin demokrasisi ise yararlı olur. Şu halde önemli olan "Hukuk Devleti'nin demokrasisi", diğer bir deyişle "Demokratik Hukuk Devleti"dir. Yenen nesne zehir-zıkkım ise, ağulu aşın zulüm kazanından altın kepçe ile üleştirilmesinde hayır yoktur.
Bir düzenin Hukuk Devleti düzeni olabilmesi için de "Adalet"e riayet edebilmesi asgarî şarttır. Adaletin temeli de insan haklarında mutlak eşitlik ilkesi, eşitlik adaleti demektir. Adalet ölçütünü, tek Yaratıcı olan Allah; tek Rabb olarak belirlemiştir. Bu ölçüt çağdan çağa, toplumdan topluma değişmediği gibi, insan hakları ve bunların temelindeki değerler de "relatif" değildirler, asla değişmezler. Klasik anlamda insan hakları ve eşitlik adaleti ile "sosyal adalet" arasında da bir ayırım ve derecelendirme yapılamaz. Bütün bu ilke ve hikmetin temelinde de ilâhî sevgi kaynağı vardır. Hukuk Devleti ancak böyle sağlanır. Hukuk Devleti'nin aracı olmayan demokrasi de bir silik mangıra bile değmez, gerçekte demokrasi adlandırmasına bile değmez.
Demokrasi, ancak Hukuk Devleti'nin demokrasisi ise yararlı olur. Şu halde önemli olan "Hukuk Devleti'nin demokrasisi", diğer bir deyişle "Demokratik Hukuk Devleti"dir. Yenen nesne zehir-zıkkım ise, ağulu aşın zulüm kazanından altın kepçe ile üleştirilmesinde hayır yoktur.
Bir düzenin Hukuk Devleti düzeni olabilmesi için de "Adalet"e riayet edebilmesi asgarî şarttır. Adaletin temeli de insan haklarında mutlak eşitlik ilkesi, eşitlik adaleti demektir. Adalet ölçütünü, tek Yaratıcı olan Allah; tek Rabb olarak belirlemiştir. Bu ölçüt çağdan çağa, toplumdan topluma değişmediği gibi, insan hakları ve bunların temelindeki değerler de "relatif" değildirler, asla değişmezler. Klasik anlamda insan hakları ve eşitlik adaleti ile "sosyal adalet" arasında da bir ayırım ve derecelendirme yapılamaz. Bütün bu ilke ve hikmetin temelinde de ilâhî sevgi kaynağı vardır. Hukuk Devleti ancak böyle sağlanır. Hukuk Devleti'nin aracı olmayan demokrasi de bir silik mangıra bile değmez, gerçekte demokrasi adlandırmasına bile değmez.