"2012'de hukuk uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yollarının geliştirilmesi amacıyla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu süreç içerisinde iş yargılamasında değişiklikler içeren bazı çalışmalar yapılmış ise de, bunların kanunlaşması mümkün olmamıştır. Bu konuda son olarak hazırlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 2012'den bu yana tamamen isteğe bağlı olan arabulucuya başvuruyu belirli iş davaları için zorunlu hale getirmiş, dava şartına dönüştürmüştür. İş davalarında, arabulucuda anlaşmak zorunlu olmamakla birlikte, dava açmak için arabulucu sürecinin tamamlanması zorunluluğu, işçi ve işveren taraflarının daha fazla bir araya gelmesi ve bunun sonucu olarak da arabulucuda anlaşma sayısının görece artmasına sebebiyet vermiştir.Arabuluculuk konusu bir usul kanununda düzenlenmiştir. Bu nedenle usul hukukçuları olmaksızın bu konunun incelenebilmesi mümkün olmadığı gibi, maddi iş hukukuna ilişkin yönü itibariyle de iş hukukunun bakış açısının ortaya konulması yararlı görülmüştür.Eser, kısa bir süre içerisinde hazırlanmaya çalışılmıştır. Bu nedenle yararlanılan tüm kaynaklara toplu olarak kitabın sonunda yer verilmiş, sayfa atıflarında ancak doğrudan alıntı yapılan kaynaklar zikredilmiştir. Ayrıca, uygulayıcılar bakımından da yararlı olabilmesi için, doktrindeki tartışmalara fazla yer verilmemesi uygun görülmüştür."
"2012'de hukuk uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yollarının geliştirilmesi amacıyla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu süreç içerisinde iş yargılamasında değişiklikler içeren bazı çalışmalar yapılmış ise de, bunların kanunlaşması mümkün olmamıştır. Bu konuda son olarak hazırlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 2012'den bu yana tamamen isteğe bağlı olan arabulucuya başvuruyu belirli iş davaları için zorunlu hale getirmiş, dava şartına dönüştürmüştür. İş davalarında, arabulucuda anlaşmak zorunlu olmamakla birlikte, dava açmak için arabulucu sürecinin tamamlanması zorunluluğu, işçi ve işveren taraflarının daha fazla bir araya gelmesi ve bunun sonucu olarak da arabulucuda anlaşma sayısının görece artmasına sebebiyet vermiştir.Arabuluculuk konusu bir usul kanununda düzenlenmiştir. Bu nedenle usul hukukçuları olmaksızın bu konunun incelenebilmesi mümkün olmadığı gibi, maddi iş hukukuna ilişkin yönü itibariyle de iş hukukunun bakış açısının ortaya konulması yararlı görülmüştür.Eser, kısa bir süre içerisinde hazırlanmaya çalışılmıştır. Bu nedenle yararlanılan tüm kaynaklara toplu olarak kitabın sonunda yer verilmiş, sayfa atıflarında ancak doğrudan alıntı yapılan kaynaklar zikredilmiştir. Ayrıca, uygulayıcılar bakımından da yararlı olabilmesi için, doktrindeki tartışmalara fazla yer verilmemesi uygun görülmüştür."