Huzursuz Özne

Stok Kodu:
9786052036129
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
80
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
30,00
24,00
9786052036129
585616
Huzursuz Özne
Huzursuz Özne
24.00

Hanife Altun, Masalından Göçen Kuş adlı ilk öykü kitabından sonra, ikinci öykü kitabı, Huzursuz Özne ile okurun karşısına çıkıyor.

Altun, sesini bulmuş bir yazar; Huzursuz Özne bu nedenle okur açısından çok da yabancısı olmayacakları bir üslup sergiliyor. Yazarın ironik, yer yer muzip ama dokunaklı anlatım dili, bu kitapta da okurların belleğinde kalıcı izler bırakmaya aday öyküler kuruyor. Kırılmış fay hatları boyunca ilerleyerek kah çocukluğa kah kadınlığa, kah yaşama acemiliğine ve vazgeçişlere uzanan öyküler, yazarın kendi deyimiyle, “Buraya sığışamayanlara ve orada duramayanlara” seslenirken, yazarın sesine yankı beklediği nokta tam da burası oluyor.

“O kadar uzun zaman oldu ki ona mektup yazmayalı. Belki beş sene, belki beş gün, belki de beş saat. Tam olarak bilemiyorum ama uzun zaman olduğu kesin. Elindeki bastona tutuna tutuna, arkasını ezdiği ayakkabılarını zar zor sürükleyen yaşlı adamlar olur ya; zaman, onların adımları gibi geçer, burada hepsi uzundur zamanların.”

“Huzursuz Özne” dünyayı, peşi sıra sürüklediği can sıkıntısıyla adımlayanların ayak sesleri ve izleri arasında, vazgeçmekten değil de anlamın gözden düşmesinden söz ediyor. Karakterler biraz tekinsiz, biraz da canları sıkkın belki ama mutsuz değiller. Boyun eğmeyi ve yola gelmeyi reddediyorlar. Kavgaları en çok aynalarla. Aynanın içindeki düzelirse her şeyin düzeleceğine ilişkin bir yanılgıyı da can sıkıntısına katarak, yürüyüp gitmekteler. Umarsız.

Hanife Altun, Masalından Göçen Kuş adlı ilk öykü kitabından sonra, ikinci öykü kitabı, Huzursuz Özne ile okurun karşısına çıkıyor.

Altun, sesini bulmuş bir yazar; Huzursuz Özne bu nedenle okur açısından çok da yabancısı olmayacakları bir üslup sergiliyor. Yazarın ironik, yer yer muzip ama dokunaklı anlatım dili, bu kitapta da okurların belleğinde kalıcı izler bırakmaya aday öyküler kuruyor. Kırılmış fay hatları boyunca ilerleyerek kah çocukluğa kah kadınlığa, kah yaşama acemiliğine ve vazgeçişlere uzanan öyküler, yazarın kendi deyimiyle, “Buraya sığışamayanlara ve orada duramayanlara” seslenirken, yazarın sesine yankı beklediği nokta tam da burası oluyor.

“O kadar uzun zaman oldu ki ona mektup yazmayalı. Belki beş sene, belki beş gün, belki de beş saat. Tam olarak bilemiyorum ama uzun zaman olduğu kesin. Elindeki bastona tutuna tutuna, arkasını ezdiği ayakkabılarını zar zor sürükleyen yaşlı adamlar olur ya; zaman, onların adımları gibi geçer, burada hepsi uzundur zamanların.”

“Huzursuz Özne” dünyayı, peşi sıra sürüklediği can sıkıntısıyla adımlayanların ayak sesleri ve izleri arasında, vazgeçmekten değil de anlamın gözden düşmesinden söz ediyor. Karakterler biraz tekinsiz, biraz da canları sıkkın belki ama mutsuz değiller. Boyun eğmeyi ve yola gelmeyi reddediyorlar. Kavgaları en çok aynalarla. Aynanın içindeki düzelirse her şeyin düzeleceğine ilişkin bir yanılgıyı da can sıkıntısına katarak, yürüyüp gitmekteler. Umarsız.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat