Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin en küçük kızıydı. Başta babası olmak üzere ailesindeki ve çevresindeki herkesle yakından ilgilenen sevgi dolu bir hanımdı. Yakın uzak herkesin acı ve tatlı anlarını, hüzün ve mutluluklarını paylaşırdı. Fakirlere ve yetimlere sahip çıkar, onlara yardım ederdi. Çocukları çok sever, onlarla yakından ilgilenirdi. Bunun için çevresindekiler onu çok sever, ona güzel isimlerle seslenirlerdi. Mesela, nadide bir çiçeğe benzediği için "Zehrâ"; yanlış davranışlardan yüz çevirdiği, Allah'a yöneldiği için "Betül" derlerdi. Kötülüklerden uzak durmayı başarabildiği için "Tâhire"; babasına çok düşkün olduğu, hep onu korumaya çalıştığı için "Ümmü Ebîhâ" yani "Babasının Annesi" diye çağırırlardı. Peygamber Efendimiz tarafından çok sevildiği ve hem dış görünüşü hem de kişiliğiyle ona çok benzediği için de "Binti Ebîhâ" yani "Babasının Kızı" lakabıyla hitap ederlerdi.
Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin en küçük kızıydı. Başta babası olmak üzere ailesindeki ve çevresindeki herkesle yakından ilgilenen sevgi dolu bir hanımdı. Yakın uzak herkesin acı ve tatlı anlarını, hüzün ve mutluluklarını paylaşırdı. Fakirlere ve yetimlere sahip çıkar, onlara yardım ederdi. Çocukları çok sever, onlarla yakından ilgilenirdi. Bunun için çevresindekiler onu çok sever, ona güzel isimlerle seslenirlerdi. Mesela, nadide bir çiçeğe benzediği için "Zehrâ"; yanlış davranışlardan yüz çevirdiği, Allah'a yöneldiği için "Betül" derlerdi. Kötülüklerden uzak durmayı başarabildiği için "Tâhire"; babasına çok düşkün olduğu, hep onu korumaya çalıştığı için "Ümmü Ebîhâ" yani "Babasının Annesi" diye çağırırlardı. Peygamber Efendimiz tarafından çok sevildiği ve hem dış görünüşü hem de kişiliğiyle ona çok benzediği için de "Binti Ebîhâ" yani "Babasının Kızı" lakabıyla hitap ederlerdi.