Hicretin üçüncü yılı Ramazan ayında Medine-i Münevvere'de doğdu. Kulağına bizzat dedesi Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz ezan okuyup kamet getirdi. Adını "Hasan" koydu. Babası Hz. Ali (r.a.) ve annesi Hz. Fatıma (r.anha)'dır. Yüz güzelliği bakımından Resulullah (s.a.v.)'e en çok benzeyendi. Hz. Hasan ve Hüseyin Resulullah (s.a.v.)'in iki reyhanıydı. Onları öpüp koklardı. Onlar da dedelerinin yanından ayrılmazdı.
Bir gün Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.) Hane-i Saadet'e geldi. Resulullah (s.a.v.) Efendimizi torunlarıyla birlikte görünce: "Ya Resulallah! Bunları çok mu seviyorsun?" dedi. Resulullah (s.a.v.): "Nasıl sevmem? Bunlar benim dünyada öpüp kokladığım iki reyhanımdır" buyurdu. Hz. Hasan (r.a.) babasının şehid edilmesi üzerine halife oldu. Kendisine kırk bin kişi biat etti.
Mısır ve Şam yöresi ise Hz. Muaviye'ye biat ettiler. Hilafetin yedinci ayına girilmesine rağmen iki taraf anlaşamadı. Birbirine karşı ordular hazırlayıp harbe karar verilince Hz. Hasan (r.a.) Müslümanların birbirlerinin kanlarını dökmelerini uygun görmedi ve kendisinden sonra halife olmak üzere hilafeti Hz. Muaviye'ye bıraktı.
Bu şekilde hem kan dökülmesine mani oldu, hem de Resulullah (s.a.v.)'in bir mucizesinin gerçekleşmesine vesile oldu. Zira Resulullah (s.a.v.), Hz. Hasan daha küçük yaşta iken ona işaret ederek şöyle buyurmuştu: "Bu oğlum seyyiddir, ümid ederim ki, Allah Teala onun vasıtasıyla iki tarafın arasını bulur."
Hicretin üçüncü yılı Ramazan ayında Medine-i Münevvere'de doğdu. Kulağına bizzat dedesi Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz ezan okuyup kamet getirdi. Adını "Hasan" koydu. Babası Hz. Ali (r.a.) ve annesi Hz. Fatıma (r.anha)'dır. Yüz güzelliği bakımından Resulullah (s.a.v.)'e en çok benzeyendi. Hz. Hasan ve Hüseyin Resulullah (s.a.v.)'in iki reyhanıydı. Onları öpüp koklardı. Onlar da dedelerinin yanından ayrılmazdı.
Bir gün Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.) Hane-i Saadet'e geldi. Resulullah (s.a.v.) Efendimizi torunlarıyla birlikte görünce: "Ya Resulallah! Bunları çok mu seviyorsun?" dedi. Resulullah (s.a.v.): "Nasıl sevmem? Bunlar benim dünyada öpüp kokladığım iki reyhanımdır" buyurdu. Hz. Hasan (r.a.) babasının şehid edilmesi üzerine halife oldu. Kendisine kırk bin kişi biat etti.
Mısır ve Şam yöresi ise Hz. Muaviye'ye biat ettiler. Hilafetin yedinci ayına girilmesine rağmen iki taraf anlaşamadı. Birbirine karşı ordular hazırlayıp harbe karar verilince Hz. Hasan (r.a.) Müslümanların birbirlerinin kanlarını dökmelerini uygun görmedi ve kendisinden sonra halife olmak üzere hilafeti Hz. Muaviye'ye bıraktı.
Bu şekilde hem kan dökülmesine mani oldu, hem de Resulullah (s.a.v.)'in bir mucizesinin gerçekleşmesine vesile oldu. Zira Resulullah (s.a.v.), Hz. Hasan daha küçük yaşta iken ona işaret ederek şöyle buyurmuştu: "Bu oğlum seyyiddir, ümid ederim ki, Allah Teala onun vasıtasıyla iki tarafın arasını bulur."