İbn Haldûn gerek İslâm âleminde gerekse dünya düşüncesi tarihinde özel bir yeri bulunan büyük bir düşünürdür. Düşünceleri özgündür ve kendi alanında tektir. İslâm'daki aklî ve fikrî hayat bir süreklilik gösterdiği, sonra gelen bilginler öncekileri tamamladıkları veya onların görüşlerini devam ettirdikleri hâlde İbn Haldûn kendisinden evvelki bilginlerin bir devamı değildir. Kendisinden evvelki düşünür ve bilginlerden çok faydalanmakla beraber o hem metot hem içerik bakımından bağımsız bir bilim dalını, özgün bir düşünce sistemini, yani umran ilmini kurmayı başarmıştır. Onun söz konusu özgün fikirlerinden faydalanan Müslüman âlimler her dönemde az çok mevcut olmakla beraber o daha çok XVII. asırdan itibaren Osmanlılarda, XIX. asırdan itibaren de Avrupa'da önem kazanmaya başlamış, XX. asırda ise ünü bütün dünyayı tutmuştur. Bugün ünlü eseri Mukaddime Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Portekizce, Hintçe, Japonca, Rusça, Farsça ve Urduca gibi dünyanın belli başlı dillerine tercüme edilmiş bulunmaktadır.
İbn Haldûn gerek İslâm âleminde gerekse dünya düşüncesi tarihinde özel bir yeri bulunan büyük bir düşünürdür. Düşünceleri özgündür ve kendi alanında tektir. İslâm'daki aklî ve fikrî hayat bir süreklilik gösterdiği, sonra gelen bilginler öncekileri tamamladıkları veya onların görüşlerini devam ettirdikleri hâlde İbn Haldûn kendisinden evvelki bilginlerin bir devamı değildir. Kendisinden evvelki düşünür ve bilginlerden çok faydalanmakla beraber o hem metot hem içerik bakımından bağımsız bir bilim dalını, özgün bir düşünce sistemini, yani umran ilmini kurmayı başarmıştır. Onun söz konusu özgün fikirlerinden faydalanan Müslüman âlimler her dönemde az çok mevcut olmakla beraber o daha çok XVII. asırdan itibaren Osmanlılarda, XIX. asırdan itibaren de Avrupa'da önem kazanmaya başlamış, XX. asırda ise ünü bütün dünyayı tutmuştur. Bugün ünlü eseri Mukaddime Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Portekizce, Hintçe, Japonca, Rusça, Farsça ve Urduca gibi dünyanın belli başlı dillerine tercüme edilmiş bulunmaktadır.